4 entry daha
  • bundan bir sure once, bir konferans sonrasi bir sohbete tanik oldum. simdi kisilerin isimlerini vermeden aktaracagim bu sohbette film calismalari alaninda dunya capinda bilinen bir ismin cok yanki uyandirmis bir metni, o konferansa konusmaci olarak davet edilmis ve bulundugu ulkenin onde gelen kurumlarindan birinde kuratorluk yapan bir kisi tarafindan 'calinti' olmakla itham ediliyordu. bu sahisa gore soz konusu metin, kendisinden 1 yil kadar once yayinlanmis, ve hem medya hem film calismalari alaninda, cok yanki yapmis bir baska metinden 'asirilmis' kavramlarla doluydu. boyle bir itham, ve bu ithami yapan kisinin haddini fersah fersah asan uslubu, karsisinda soylenecek soz cok az. benim bu kisiye tepkim sununla kaldi: bunca sene (bahsi gecen metinlerin yayin tarihleri uzerinden cok yillar gecti cunku) bu kadar insanin okuyup sayisiz atifta bulundugu bu iki metnin arasindaki bu kimsenin farketmedigi benzerligi ilk senin farketmis olman ne kadar manidar degil mi? bu kisiye benim hayir calinti degildir, 'asirilma' degildir cunku su su sebeplerden degildir demem ne kadar beyhude bir caba, ve ne kadar da istenmeyen bir dili kullanmaya zorlayan bir durum. "camur atmayiniz rica ederim" demenin daha 'sessiz' bir yolu olmali. neyse ki bu kisi bu iddiasini bir kafede dile getirmekten ileri gitmedi hic bir zaman.

    intihal meselesi mayinli bir alana tekabul ediyor. bir yandan siklikla karsilasilan bir durum, ote yandan siklikla yanlis anlasiliyor. fakat butun bunlarin otesinde, iki metin arasinda 'yakaladiginiz' benzerligi 'asirma' olmakla itham etmeden once bogazin da yazinin da yedi dugum oldugunu hatirlamakta fayda var. bildigimiz gibi orhan pamuk'un da kariyerini boyle bir 'asirma' uzerine kurdugunu inatla iddia eden bir guruh var turkiye'de. isin en anlasilmaz yani bu ruh haline sahip kisilerin butun dunya uyuryormus da bir tek onlar uyanikmis gibi dusunmeleri sanirim. bunun turkcesi su: tek akilli sen misin? bu ustelik retorik bir soru degil su yazinin sinirlari icinde. tek akilli gercekten sen olabilirsin ama o zaman bunu biraz daha detayli aciklaman, daha saglam temellere dayandirman gerekir. uzun bir surece yayilmis ve bir cok makale ile beslenmis bir kariyeri 'degmez efenim degmez' seklinde tepeden bir bakisla 'kirletmek' icin daha saglam bir arguman gerekir.

    zahit atam 5 aralik 2010 tarihli yazisinda asuman suner'i ustu kapali bir sekilde 'intihal' ile sucluyor. ben kendisini ya "ikisi de ayni alintiyi yapmis"tan daha elle tutulur delliller sunmaya ya da ozur dilemeye davet ediyorum. akademik dunyada bundan daha buyuk bir suc yok, dolayisiyla da bir akademisyenin bundan daha buyuk bir sucla itham edilmesi mumkun degil. hele hele asuman suner'in kitabinin basarisini kitabin ozgunlugune degil 'sathi ve populer olana' yaklasmasina baglamak, boyle aciklamak icin kitabin yurt icinde ve yurt disindaki okuyucu kitlesini topyekun (ve en hafif tabiriyle) saf yerine koymaktir. sathi ve populer olana bakma da zaten tek basina bir metnin 'sathi ve bu sebeple populer' oldugunu ispatlamaz. bu vesile ile bakhtin'in (ki neden bakhtin'in adini zikrettigimin gerekli kisilerce anlasildigini dusunuyorum) populer kultur, ve populer kulturun iktidara kafa tutma potensiyeli, ile ilgili hislerini hatirlatmak isterim.

    ezcumle: zahit bizi tan eyleme.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap