5 entry daha
  • hz. hatice'nin amcasının oğlu ve ilaveten ilk nişanlısıdır fakat nişan bağı nikah ile sonlanmamış, yüzükler atılmıştır. buna rağmen, bana yar olmayanı kimseye yar etmem dememiş, yıllar sonra hz. hatice ile hz. muhammed'in nikahını da kıymıştır. bilgili bir rahip ve vaizdir. din ve peygamberlik konusunda hz. muhammed'i eğittiği de iddia edilir. sağlığında alak suresinin ilk 5 ayeti inmiş, ölümünden sonra ne hikmetse vahiy 3 yıl kesilmiştir, ki bu zamana da fetret-i vahiy denir. (bkz: ebu cehil/@altay)

    hıra'daki ilk vahiyden sonra da hz. hatice, hz. muhammed'in başına geleni sormak ve durumunun ne olduğunu öğrenmek için varaka'ya götürür. varaka anlatılanları dinledikten sonra olayın bir vahiy olduğunu, muhammed'e peygamberlik verildiğini söyler:

    ~
    "resulullah (sav)'a vahiy olarak ilk başlayan şey uykuda gördüğü salih rüyalar idi. rüyada her ne görürse, sabah aydınlığı gibi aynen vukua geliyordu. (bu esnada) ona yalnızlık sevdirilmişti. hira mağarasına çekilip orada, ailesine dönmeksizin birkaç gece tek başına kalıp, tahannüs'de bulunuyordu. (tahannüs ibadette bulunma demektir). bu maksadla yanına azık alıyor, azığı tükenince hz. hatice (ra)'ye dönüyor, yine aynı şekilde azık alıp tekrar gidiyordu. bu hal, kendisine hira mağarasında hak gelinceye kadar devam etti.

    bir gün ona melek gelip: "oku!" dedi. aleyhissalatu vesselam: "ben okuma bilmiyorum!" cevabını verdi. (aleyhissalatu vesselam hadisenin gerisini şöyle anlatıyor: "ben okuma bilmiyorum deyince) melek beni tutup kucakladı, takatim kesilinceye kadar sıktı. sonra bıraktı. tekrar: "oku!" dedi. ben tekrar: "okuma bilmiyorum!" dedim. beni ikinci defa kucaklayıp takatim kesilinceye kadar sıktı. sonra tekrar bıraktı ve "oku!" dedi. ben yine: "okuma bilmiyorum!" dedim. beni tekrar alıp, üçüncü sefer takatim kesilinceye kadar sıktı. sonra bıraktı ve: "yaratan rabbinin adıyla oku! o, insanı bir kan pıhtısından yarattı. oku, rabbin kerimdir, o kalemle öğretti, insana bilmediğini öğretti" (alak/1-5) dedi."

    resulullah (sav) bu vahiyleri öğrenmiş olarak döndü. kalbinde bir titreme (bir korku) vardı. hatice'nin yanına geldi ve: "beni örtün, beni örtün!" buyurdu. onu örttüler. korku gidinceye kadar öyle kaldı. (sükunete erince) hz. hatice (ra)'ye başından geçenleri anlattı ve; "nefsim hususunda korktum!" dedi. hz. hatice de: "asla korkma! vallahi allah seni ebediyen rüsvay etmeyecektir. zira sen, sıla-i rahim'de bulunursun, doğru konuşursun, işini göremeyenlerin yükünü taşırsın. fakire kazandırırsın, misafire ikram edersin, hak yolunda zuhur eden hadiseler karşısında (halka) yardım edersin!" dedi.

    sonra hz. hatice, aleyhissalatu vesselam'ı alıp "varaka ibnu nevfel ibnu esed ibnu abdi'l-uzza ibni kusay"a götürdü. bu zat, hz. hatice'nin amcasının oğlu idi. cahiliye devri'nde hristiyan olmuş bir kimseydi. ibranice (okuma) yazma bilirdi. incil'den, allah'ın dilediği kadarını ibranice olarak yazmıştı. gözleri ama olmuş yaşlı bir ihtiyardı.

    hz. hatice kendisine: "ey amcaoğlu! kardeşinin oğlunu bir dinle, ne söylüyor!" dedi. varaka, aleyhissalatu vesselam'a: "ey kardeşim oğlu! neler de görüyorsun?" diye sordu. aleyhissalatu vesselam gördüklerini anlattı. varaka da o'na: "bu gördüğün melektir. o, hz. musa'ya da inmiştir. keşke ben genç olsaydım (da sana yardım etseydim); keşke, kavmin seni sürüp çıkardıkları vakit hayatta olsaydım!" dedi. resulullah (sav): "onlar beni buradan sürüp çıkaracaklar mı?" diye sordu. varaka: "senin getirdiğin gibi bir din getiren hiç kimse yok ki, ona husumet edilmemiş olsun! o gününü görürsem, sana müessir yardımda bulunurum!" dedi. ancak çok geçmeden varaka vefat etti ve vahiy de fetrete girdi (kesildi)." (kütüb-i sitte)
    ~

    sonuçta varaka onun vahiy aldığını ve peygamber olduğunu vurgulamış ama müslüman olmamıştır. vakara ölüp de vahiy kesilince hz. muhammed o kadar üzülmüştür ki intihar etmeyi bile düşünmüştür:

    ~
    "vahiy bir müddet kesildi. bunun üzerine rasulullah (s.a.v.) çok üzüldü. kaç defa kendini atmak üzere dağların başına gitti. kendini atmak üzere dağın zirvesine çıktığında kendisine cebrail görünerek: "yâ muhammedi sen gerçekten allahın rasûlüsün" der böylece gö­nül sıkıntısı sakinleşir ve gözleri aydın olarak geri dönerdi. vahiyin gelmesi uzun süre kesilince yine yollara düşüp dağın zirvesine varın­ca cebrail görünüp ona aynı sözleri tekrarlıyordu." (buhari 91/1; müsned 6/233; uzun vahiy hadisinin son bölümü ve ibni sa'd 1/196)
    ~
68 entry daha
hesabın var mı? giriş yap