• bu adam/kadın sözlük yazarı. burası ekşi sözlük, ve kendisi kondüktör marifetiyle adım attığı mecrada keyfince at sürüyor. at sürsün zaten, anlatsın, konuşsun , iletişim ağına katılsın.

    ama sanırım kendisinin böyle bir derdi yok, zira o sadece sayıklayarak ucuz neoliberal teenager jargonundan öteye maalesef geçememiş. çok sevdiğim "yazar" bir arkadaşımın da dediği gibi, 12 eylül'ü yapanların hedeflediği tipoloji belliydi, ama sanırım onlar bile bu kadarını beklemiyorlardı.

    5 ocak 2011 polise yök'e akp'ye başkaldırıyoruz başlığına yazdıklarını bire bir nick altına alıyorum ki ( bkz verdiği hariç) , her zaman gözünün içine içine girecek mesafede dursunlar. malum taze, yeni bir yazar. kimler bana ne yazmış diye uzun bir süre bakar durur buralara. başlayalım o zaman:

    "savunanlar ne hakla butun ogrencilere mal edebiliyorlar anlamis degilim."

    anlayamazsın zaten. o hakaret üstüne hakaret yağdırdığın marksistler, sosyalistler, anarşistler ve eylemcilerin tamamının en büyük diyalektik çelişkisi senin gibilerin de haklarını savunmak zorunda olmalarıdır. ne yapalım ki , diyalektik felsefe, toplumcu davranış, ezilenlerin haklarını savunma iç güdüsü, kardeşlik, eşitlik bizlerin bencil olmalarını engeller. sakın yanlış anlama , kardeşlikten kasıt "kankaaaaaa, ev bu gece senin, kardeşimsin sen benim" kardeşliği değil. kelimenin gerçek anlamında, semantik mecrasında kardeşlik. o insanlar istanbul üniversitesi'nde devlet-sermaye işbirliğine direnip harç parasının içinde olduğu basit bir tabldot öğle yemeğine yapılan aç gözlü zamlara direnirler. coplar yerler, okulda soruşturma geçirirler. ama asla geri adım atmazlar, atmadılar da zaten. adil bir düzen ve dünya için geri adım atmadılar, zamları geri çektirdiler. sonrasında direnişe katılmayanlar da tabi ki bundan faydalandılar, hatta göğüslerini gere gere "bizim okulda zam yapamadılar" diye övündüler. direnişçiler ise direnişe katılmayanları hiç bir zaman suçlamadılar, çünkü öyle bir hakları olmadığını iyi bilecek kadar insandılar. hani şu senin teğet geçtiğin var ya, işte ondan. yarın, 1 yıl sonra, 10 yıl sonra polis o pis ellerini odtü'den çektiği zaman da oradaki öğrenciler de övünecekler. ve , bu herkesin kazanımı olacak. senin hapsedilmiş özgürlük alanındaki çaresiz özgürlük yanılgın sona erer mi onu bilemem ama benim pek umudum yok.

    "saga sola tas atip herkesin hakkini savunuyor ergenler bu baskaldirida. :((( "

    yukarısı senin için yeterli olmalı bence. yalnız şöyle bir durum var, böyle entry' imsiler girme, yoksa yakın zamanda uçarsın. üzülür müyüm? hayır. farklı düşündüğümüz için değil, tartışma adabından zerre nasibini almadığın için. ama yine de cevap istersen ulaş bana, sıkılmadan anlatırım.

    "sikilan su yuzunden dogru duzgun dayak yiyemedi boluculer. herseyimide hazirlamistim halbuki cekirdek falan. cok vasat bi ayaklanma."

    bölücü? neyi bölüyoruz kuzum? söyle bana yaban armudum, bölücülük dediğin kavram nedir? kendi tarihinden bir haber zilyon tane insan var bu ülkede, debil var tonla. hak aramak, özgürlük istemek , postal altında inlemeye direnmek , kimliğini savunmak mı bölücülük? apolitiklikte zirve yaparak hazırladığın aksiyon filmi mezesi çekirdeklere bari acısaydın da kendini bu kadar açık etmeseydin. engin ardıç okuyarak, "böhühüaha bölücüler" diyerek ağlayan haber spikerleriyle politik bilinç ve farkındalık yaratılmaz. okursun, araştırırsın, gözlem yapar tahlil edersin. sonra oturursun, münazara edersin. ha bir de tarih okursun adam akıllı, osmanlı devleti'nde bab-ı ali'nin "kürdistan" bölgesi üzerine değerlendirmelerini okursun. öyle koccaman yazar resmi devlet raporunun üzerinde o kelime. otonom bir bölge olarak hem de .

    "bu devran donsun diye yapilan eylemmis. hala anlamadiniz mi ulan 200 senedir obur tarafa donuyor bu devran. hala utopyalarin pesinden insanlari huzursuz ediyorsunuz. istemiyor iste bu millet sizi. ne zormus anlatmak arkadas.

    bitti yavrum sosyalizm ruyasi. uyanin artik."

    işte geldik zurnanın zırt dediği yere. önce şunu okumanı rica ediyorum: (bkz: komünizm/@legem)

    200 senedir kapitalizm tarafında dönen bir şey yok. o kavram, 1789'da fransız ihtilali ile burjuvazinin feodalitenin elinden dizginleri, üretim ilişkilerini ve iktidarını alması ile oluşum sürecine girdi. yavaş yavaş işçi sınıfını oluşturdu sanayi devrimine kadar olan süreçte. ihtilale kadar ilericiydi, devrimci özellikler taşıyordu. iktidardan sonra muhafazakarlaştı. emeği satın aldı, metaları işledi,daha fazla kazanabilmek için ezdi, baskı kurdu. sonra ne oldu canım? kapitalizm bu hareketleriyle işçi sınıfının politik kapasitesini ortaya çıkardı. işçileri bir yandan etrafına toplarken, kapitalistlerin bizatihi kendisinden daha ilerici dünya görüşlerine senin görünüşte aldığın "eğitim" sürecini geçirerek sahip olan öğrenciler ve onların hareketleri çıktı. peki neden? çünkü ezilmenin, haksızlığın tepkisi isyandır. isyan ise erdemdir, kutsaldır, yıkarken bir yandan inşa edendir. ve öğrenci herkesten daha isyankardır. çünkü, dogmalardan kurtulmak için yaşıyor, okuyordur. sen hariç tabi. neyse; süreç ilerledi, hareket büyüdü. paris komünü kuruldu, 20 bin insan kurşuna dizildi. o ateş bütün dünyaya sıçradı, amerika'da haymarket yaşandı. 8 saat iş günü için binler sokaklara döküldü, zafer kazanıldı. 7 tane anarşist bu uğurda canlarını verdiler, gıkları bile çıkmadı. fransa'ya, ispanya'ya, şili'ye, aklına gelebilecek her yere gitti devrim düşüncesi, hareketi. en son rusya'da sosyalizm yendi, romanov ailesini kurşuna dizdi. marksistler, sosyalistler, biz anarşistler orada stalin'e kadar yaşadık. ( 1921 kronstadt hariç) stalin katletti, sosyalizmden vazgeçti. finans kapital ortaya çıktı zaman zarfında, sosyalizm ve son kertede komünizmden uzun yıllar önce pratikte vazgeçen sovyetler birliği emperyalizmin aldığı yeni şekle dayanamadı, yıkıldı.

    ama bitmedi.

    bit-me-di. varız hala. gölgemiz, en ufak sloganımız bile korkutuyor. işte tam bu yüzden 500 silahsız öğrenciye 2000 tane silahlı polis geldi odtü'ye. yukarıda kısaca özet geçtiğim tarih bilgilerinden şunu al , o da yeter: feodalizm, orta sınıf eşrafından burjuvaziyi, aynı burjuvazi de içsel dinamikleri ve doğası gereğince sosyalizmi-komünizmi yarattı. karl marx, kapitalizmin siyasi iktisadının tahlilini, çözümünü, eleştirisini yaptı. peki neden? çünkü bu bilimsel, tarihsel bir süreç-gerçeklik. istemeyenler olduğu kadar , isteyenler de var. bizlerle alakası olmayan insanların 1 mayıs'larda dayak yerken, biber gazıyla banyo yapılırken bize limon vermelerinden, çatışırken bizi alkışlamalarından biliyoruz biz bunu. sen bilmesen de olur. yine de anlattım ya, neyse işte.

    velhasıl kelam: oku. düşün. sonra burada bir guru var mesela, liberaldir ve iyi tartışır. fidel castro meselesinden hatırlarım, en azından okunuyordu. belki onun gibi olabilirsin. yok olamazsan, komik olursun. ata sözünü unutma: "bilmiyorsan sus, sus ki adam sansınlar."

    hoş, suç sende olduğu kadar ssg'de de var. acımadı bize hiç.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap