1 entry daha
  • ii

    geçmişin zonklamasıdır yüzümü suya tuttuğumda
    etimi geren mozaik
    sayısız miller katettim orada bulununcaya
    ve su duruldu birden. balık yumurtaları nektonlar
    çekildi herbiri bir yana
    yükseldi o derinliğin çarpıcı sesi
    dedi ki bana, insan
    bir bilgin de olabilir, ceketi omzunda
    bir ruh da.

    ve dal yonta yonta büyütülür. bir tükeniştir inmek anılara da
    geçmişin balkımasıdır su
    yaşamın giz geçirmez örtüsüdür toprak
    ve sen istersen şapkası yana kaykılmış
    bir ozan da olabilirsin, bir altın arayıcı da
    hele bir üveyik ölsün içinde, bir tarla kuşu havalansın
    saburluk, o yaman bitki çiçeğinş adasın
    altın
    cömertçe gösterecektir yüreğini sana
    şiir
    o da.

    ey güney'in büyük ozanı!taşları çizen ayaklarından öğrendim
    o büyük dünya sıkıntısını
    bir deniz fenerinin dibinde
    sorma bana nereden geldim,neyim diye
    anlaştık işte seninle,konuşmasak da
    sevgiler,tutkular devrimidir benim tarihim de.

    çünkü mızrak çürür ergeç,kan rengini yitirir
    kaleler yıkılır bir bir,bayraklar solar
    vuruşmak eskir
    ama aşk,
    o durur,aşk her yüzen geminin su kesimidir.

    çünkü mızrak çürür er geç, kan rengini yitirir
    kaleler yıkılır bir bir, bayraklar solar
    vuruşmak eskir
    ama aşk
    o durur, aşk her zaman geminin su kesimidir

    çok denedim, karanfilin sapı suyu değince
    içimde biri vurulur sanki
    yeşime oyulmuş bir diriliş olur bir de
    çalınır her sabah kapımızın zili
    açarım: ben haziranım
    yaşamak, süresiz yaşamak eğilimi belki.

    ey bir kelebek, ey bir damla çiğin karışık rengi
    ey güney'in büyük bir ozanı, sen
    ey bütün okyanusların ölümsüz dili.

    *
hesabın var mı? giriş yap