7 entry daha
  • ""faik öztrak değil mehmet şimşek, osman korutürk değil ahmet davutoğlu hakkaniyetli rekabetin saygı duyulan siyasetçileri. mehmet şimşek her ne kazandı ise kendi alın teri, emeği ve zekası ile kazandı. türkçe bilmeyen, okuma yazma bilmeyen fakir bir köylünün çocuğu olarak başlayıp tc maliye bakanı olarak görev yaptığı yere gelmişse bunda bir zerre hak edilmemiş, himaye ile verilmiş kazanç yok. faik öztrak için aynını söyleyebilir misiniz?""

    --- spoiler ---

    birkaç örnek verelim. gülsüm bilgehan hanımefendi, ki gerçekten büyükannesi mevhibe hanım gibi hanımefendi bir insan olduğunu hissediyorum, ismet inönü’nün torunu olduğu için siyasette bulunuyor. prof. dr. hurşit güneş bey, kendisi siyasete babasının verdiği soyadı ile değil bileğinin gücüyle girmiş turan güneş’in oğlu olduğu için siyasette bulunuyor. arasının iyi olmadığı söylenilen eniştesi prof. dr. sencer ayata da, aynı turan güneş’in damadı olduğu için siyasette bulunuyor. faik öztrak, mülkiye mezunu ve atatürk ve inönü dönemlerinde milletvekilliği, tbmm başkanvekilliği ve dâhiliye vekilliği yapmış olan dedesi faik öztrak’ın torunu ve babasının oğlu olduğu ve öztrak soyadını taşıdığı için gene içişleri bakanlığı yapmış olan orhan öztrak’ın oğlu ve gene taşıdıkları soyadlarından ötürü trt genel müdürlüğü yapmış adnan öztrak’ın ve devlet bakanlığı ve cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği yapmış ilhan öztrak’ın yeğeni olduğu için siyasette bulunuyor. faik öztrak’ın muhteşem bir soyadı var. öztrak’lar, akraba oldukları göle’ler ve inan’larla birlikte ankara’nın perde arkasındaki iktidar oyunlarının en güçlü aile ağlarından birini oluşturuyor. kılıçdaroğlu’nun chp’nin üst lider kadrosuna taşıdığı çok ilginç bir başka osmanlı’yı cumhuriyet’e bağlayan quasi-aristokratik ailenin çocuğu da osman korutürk. osman korutürk, ittihat terakki’nin önde gelen isimlerinden olup cumhuriyet'in kurucu kadrosunda da yer almış salah cimcoz’un torunu ve cumhuriyet’in altıncı cumhurbaşkanı fahri korutürk’ün oğludur. dışişlerinde kendi bileğinin hakkı ile kariyer yapmış olsa da, türkiye’nin dış politikası ile ilgili kamuya yansımış herhangi bir analizi, fikri olmayıp, siyasete getirilişinde siyasi faaliyetlerinin rol oynadığının söylenmesi imkânsız gibidir. kılıçdaroğlu’nun chp’nin üst yönetimine taşıdığı kadroda örneği arttırılabilecek bu arkadaşların sınıfsal ortak özellikleri çarpıcıdır. bu çarpıcı özellik chp liderini “solda” değil, ankara’nın perde arkasındaki iktidar yapılarında, devleti özellikle 1960’dan sonra, “babasının tapulu malı gibi” kendine ait bir yapılanma olarak algılamış ve "fıstık gibi" kullanabilmiş belirli bir iyi aileler ağı ve bu ağın iç içe olduğu devlet geleneğine dayandığı için “sağda” konumlandırmaktadır.

    bu süreçteki asıl garabet, osman korutürk gibi birçok insanın, üyesi olmadıkları bir partinin genel başkan yardımcısı yapılmalarıdır. bir diplomatın çok iyi bir teknisyen olduğu varsayılıp bir chp hükümetinde dış işleri bakanı yapılması belki makul, "normal" görülebilir. ama hiçbir siyasi kimliği, deneyimi, iddiası olmayan osman korutürk bir chp hükümetinde dış işleri bakanı değil, düne kadar üyesi olmadığı cumhuriyet halk partisi'nin genel başkan yardımcısı yapılmıştır. açıktır ki bir partinin genel başkan yardımcılığı, bir genel başkanın danışmanlığından farklıdır. bu örnekte osman korutürk genel başkan kemal kılıçdaroğlu'na dış politika danışmanı olarak atanmamıştır. cumhuriyet halk partisi'ne dış politika konularından sorumlu genel başkan yardımcısı olarak atanmıştır. şimdi sormak gerekir. cumhuriyet halk partisi devlet dairesi midir? bir siyasi parti nedir? bir siyasi parti teşkilatı ile mesela maliye bakanlığı teşkilatı arasında bir fark var mıdır? varsa nedir? bir siyasi partiye müsteşar ya da genel müdür atanır gibi genel başkan yardımcısı, genel sekreter atanır mı? dünyanın hangi demokrasisinde buna benzer bir saçmalık görülmüştür?

    beni rahatsız eden üçüncü husus ise şudur. bir genel başkanın, son gelişmelerde olduğu gibi, daha önce birlikte çalışarak tanıma fırsatı bulmadığı ve birbirini de tanımayan kendi parti kadrolarının da tanımadığını bir “beyzade” ve güya “teknisyen”ler heyetini ani bir şekilde sahneye çıkartması, bu “beyzade” güya “teknisyen” heyetin şekillendiği bir başka mutfağı gerektirir. böyle süreçlerin olmazsa olmaz perde arkası mekanizmaları, ilişki ağları vardır. ben kemal kılıçdaroğlu ile osman korutürk’ün eskiye inen bir tanışıklığı olmadığından eminim. gene mesela osman korutürk ile mesela sencer ayata’nın da eskiye inen bir tanışıklıkları olmadığından eminim. ve merak ediyorum kim birbirini tanımayan bu iki insanı kemal kılıçdaroğlu’na telkin etti? bu “beyzade” güya teknisyen heyeti oluşturup öne süren ağ masonluk mu? güçlü aileler ağı mı? ne? kemal kılıçdaroğlu hangi verilere dayanarak bu insanların paraşütle siyasete indirilmelerinin türkiye’deki ve cumhuriyet halk partisi’ndeki siyaset süreçleri için çok faydalı olacağını, bu insanlarda keşfedilmemiş siyasetçi potansiyeli yattığına karar verdi? bunun neresi halkçılık? bunun neresi siyaset?

    siyaset bir teknokrasi meselesi midir? varsayalım ki osman korutürk çok başarılı bir diplomattır. ama demokrasilerde dış politikayı siyasi sorumluluğu olan hükümetler belirler. dış politika ile ilgili temel tercihleri, seçmene hesap verecek olan siyasi kadrolar yapar. bu temel tercihler, hükümetler, parlamentolar, siyasi parti kongrelerinde tartışarak yapılır. çünkü uluslar arası ilişkilerde siyasi tercihlere referans yapılmadan kendiliğinden var olan “doğru”lar yoktur. eğer böyle ise, bir siyasi partinin üyesi bile olmayan birinin hop diye bir gecede genel başkan yardımcılığına getirilmesi nedir? siyaset midir? osman korutürk’ün türkiye’nin dış politikası, dünyada uluslar arası ilişkiler düzeni hakkındaki görüşlerini ifade ettiği bir kitabını bilen var mı? chp’nin son kurultayında delegeler, hangi verilere dayanarak, neye bakarak osman korutürk’ün uluslar arası düzen ve türkiye’nin dış politikası ile ilgili görüşlerinin chp’nin varsa bir dünya görüşü o dünya görüşü ile uyuştuğunu düşünerek parti meclisi üyesi seçimlerinde osman korutürk’e oy verdiler. gene demokrasilerde dünya görüşlerine, siyasi tercihlere dayanmayan iktisat politikası doğruları yoktur. varsayalım ki, çok ciddi kuşkum var ama hadi varsayalım ki ikinci faik öztrak çok iyi bir iktisat politikası uygulayıcısı. yani siyasi sorumluluk taşıyan hükümetlerce alınmış temel kararları uygulamayı biliyor. peki, aramızda ikinci faik östrak’ın dünya görüşünü, siyasi tercihlerini, bu görüş ve tercihlerle ilişkili iktisatçılığını ifade ettiği, yazdığı çizdiği herhangi bir kitabını, makalesini, konferansını bilen, okumuş dinlemiş olan var mı? türkiye’de onlarca eski ve yeni diplomat ve üst düzey iktisat bürokratı var. kemal kılıçdaroğlu niye onlardan başkalarını değil de osman korutürk’ü ve ikinci faik öztrak’ı bir gecede chp’nin genel başkan yardımcılığına taşıdı? osman korutürk’ün dedesi salah cimcoz ve babası fahri korutürk, ikinci faik öztrak’ın dedesi birinci faik öztrak ve babası orhan öztrak olduğu için mi? bu bir osmanlı padişahlığı mabeyininde padişah’ın kapı kulu aileleri arasından vezir oğlu vezir, nazır oğlu nazır gençlere mansıba dağıtmasına benzemiyor mu? bunun neresi siyaset, neresi adalete ve hakkaniyetli rekabete yönelik olması gereken sosyal demokrat siyaset?

    yıllar önce, eskiden chp’lilik kimliğimin bir parçası idi ama ben artık chp’li değilim başlıklı bir hayli yankı getiren bir yazı yazmıştım. ben chp’li değilim. ama chp’ye oy vermek istiyorum, kötünün en az kötüsü gibi göründüğü için. ama kılıçdaroğlu’nun chp geleneğindeki mabeyin ve enderun genlerini yeniden kaşıması beni acayip rahatsız ediyor. ben nasıl chp’ye oy verebileceğim ki? sınıfsal kimliğim engelliyor. ben babamın bana verdiği soyadı ile himaye görmemiş bir “halk çocuğu”yum. benim “kolej çocukluğu”mda bir halk çocuğunun kolej çocukluğu idi. ben bu “beyzade” güya teknisyenlerin kayrılmasından hiç ama hiç hoşlanmıyorum. haksız rekabetin kurumsallaştırılması, olmayan bir aristokrasinin vehmedilmesi, bunun da solculuk diye yutturulmasını “aptalca” buluyorum. seçmen, gökten paraşütle indirilenleri kokularından tanıyıp bu “beyzade”cilik oyununu reddediyor. faik öztrak değil mehmet şimşek, osman korutürk değil ahmet davutoğlu hakkaniyetli rekabetin saygı duyulan siyasetçileri. mehmet şimşek her ne kazandı ise kendi alın teri, emeği ve zekası ile kazandı. türkçe bilmeyen, okuma yazma bilmeyen fakir bir köylünün çocuğu olarak başlayıp tc maliye bakanı olarak görev yaptığı yere gelmişse bunda bir zerre hak edilmemiş, himaye ile verilmiş kazanç yok. faik öztrak için aynını söyleyebilir misiniz? türkiye’nin dede faik öztrak’a ödenmemiş bir borcu yok ki oğul ve torun öztrak’lara mansıp ve makam vermekle uğraşalım.

    cumhuriyet halk partisi arka planda devletle oynama hakkını kendinde gören bir emekli ve muvazzaf generaller, emekli ve muvazzaf büyükelçiler, emekli ve muvazzaf profesörler, emekli ve muvazzaf hâkimler kastının kontrol ettiği bir parti midir? cumhuriyet halk partisi, adındaki “halk”ın siyasete katılmasını ne sağlıyor. yoksa kemal kılıçdaroğlu’nun kabiliyeti ve dünya görüşüne dair hiçbir şey bilmediğimiz ikinci faik öztrak’ı bir gecede paraşütle chp genel başkan yardımcılığına taşıması mı sağlıyor?

    (bkz: ben bu gidişle chp'ye galiba oy veremeyeceğim)

    --- spoiler ---
674 entry daha
hesabın var mı? giriş yap