2046 entry daha
  • merhaba hıncal,

    ben senin vicdanınım. genç bir kadının vefatından hemen sonra kaleme aldığın yazıyı okuyunca
    seninle konuşma vaktimizin geldiğini fark ettim. gerçi kalem mi kaldı, ah eski kafalılık işte!
    dinle beni hıncal, sesimi can kulağıyla dinle. çünkü bir insanın vicdanının sesinden daha önemli çok az şey vardır hayatta.

    belki artık belli bir yaşı da devirdiğinden dolayı, kendini bir tarafa, görüşe, zihniyete yaslama arzusu içindesin,
    belki de sadece ve sadece belli bir yaşı devirdin ve ne dediğini bilmez haldesin.
    zira böylesi acı bir durum içinde dahi, “madalyonun iki yüzü” klişesine düşmen ya değerlerini,
    ya aklını yitirdiğine delalettir. üzgünüm hıncal, vicdan acı söyler.

    defne’nin ölümünün ardından yalnızca ve yalnızca senin fark ettiğini sandığın, tespit ettiğine inandığın,
    bakış açısı denen kavramın demir parmaklıklarının ardından bile görebildiğini iddia ettiğin tüm o detaylar,
    gerçekler ve iç burkan doğrular, üstün tespit yeteneğinden veya benzersiz kıvrak zekandan kaynaklanmıyor.
    sen ki aşkın, acının, ayrılığın, terk etmelerin ve terk edilmelerin üzerine külliyatlar emmiş bir insanoğlusun.
    sen ki mutluluğun, mutsuzluğun, derdin, efkarın, neşenin sırtında yolculuklar yapmış bir maceraperestsin.
    ama işte olduğun kişiyle, olmaya çalıştığın kişi arasındaki uçuruma düştüğün zaman,
    böyle başıboş kelimeler, cümleler devriliveriyor ağzından, ne yazık!

    herkesin gördüğü ve bildiği, ancak dillendirmediği şeyleri söyleyiverince daha üstün, daha zeki olmazsın hıncal.
    susmayı bileceğin anlar vardır ki, ölüm o anların efendisidir. sevilmek istiyorsan sevgiyi,
    sayılmak istiyorsan da saygıyı bileceksin hıncal. adın gibi, kanın gibi bileceksin hem de.

    yıllar evvel defne’nin konuk olarak katıldığı bir yarışma programı vardı. sahneden yetenekler gelip gidiyordu.
    sen hatırlamıyorsundur muhtemelen çünkü mini etekli sunucunun kalçalarına odaklanmış haldeydin daha ziyade.
    neyse! sahnedeki illüzyonist, asistanı olan hanımı kaybetmiş, herkes çılgınlar gibi alkışlarken defne şöyle demişti.
    “beyefendi, bir insanı kaybetmek kolaydır, zor olan bir insanı kazanmaktır!” bakış açısı mı demiştik hıncal? ah hıncal!
    sen şimdi bir değil, onbinlerce insanı kaybettin sözde bakış açın ile. üstelik illüzyonist gibi geri de getiremeyeceksin.

    ben senin vicdanınım hıncal. bunları benden duyman gerektiğini düşündüm
    ama görünen o ki sen yoluna bensiz devam etmeye karar vermişsin. elveda hıncal.

    imza:
    vicdanın
2465 entry daha
hesabın var mı? giriş yap