lars and the real girl
-
adı sanı çok duyulmamış, aylarca reklamı yapılmamış, tahminimce çok kişi tarafından bilinmeyen ama inanılmaz derecede başarılı ve sıcak film.
hiç havamda değilim ve bu kadar yavaş bir filmi seyredemem diye düşünüp, vazgeçmek üzereyken iyi ki zorlamışım kendimi dedim sonunda. hikayenin nereye gideceği konusunda ip uçlarından kaçmadığı halde yönetmen, yine de 1-2 damla yaş akıyor gözlerinizde.
--- spoiler ---
bütün film boyunca kasaba halkının lars'ı ne kadar sevdiğini ve ne kadar özen gösterdiklerini düşünüp duruyor insan. yengesiyle kavgasında da açık açık duyuyoruz bunu zaten. ve hiç ilgi göstermediği ve bir şey hissetmediği margo'ya karşı, onun ilgisi kesildikten sonra dikkat etmeye başlıyor lars. bu ikisi filmin yönünü değiştiren olaylardı. ama bence en önemlisi ve kırılma noktası olan, bowling oynadıktan sonra lars'ın margo'nun elini sıkmak istemesi. ve elini sıktıktan sonra hafifçe gülümsemesi. işte o andan itibaren artık bianca'nın işi bitiyor.
tüm bunların yanında bianca'nın hastalık haberini aldıktan sonra kasaba halkının yüz ifadeleri inanılmazdı. ve lars sabah evin önündeki çiçekleri bulduğunda gözyaşlarımı tutamadım. hissettiğin huzursuzluk, mutsuzluğu alıp tamamiyle götürüyor film
--- spoiler ---
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap