15 entry daha
  • kitap, hobbitlerin köyünde, bilbo adlı bir buçukluğun doğum günü kutlamasıyla başlar. bilbo 100 yaşlarına gelmiş bunak herifin tekidir; pastasında o kadar çok mum vardır ki, onları üfleyebilmek için dönemin sevilen sihirbazı gandalf'ten yardım ister.

    gandalf, şapkadan tavşan çıkarmak, sonra bir başka şapkadan başka bir tavşan daha çıkarmak gibi numaralar yapabilen bir sihirbazdı. en sevilen numarası ise o iki tavşanı bir yere kapatıp bir süre sonra ortaya 8 tavşan birden çıkarabilmesiydi.

    bilbo'yu da pastadaki bir mum zanneden gandalf onu da üfler ve köyün diğer ucuna fırlatır; bu durumda afallayan diğer hobbietler bilbo'nun ortadan kaybolduğuna inanıverirler. gandalf, bilbo iyi mi diye bakmak için koşar, ancak bilbo'yu ağlarken bulur. "artık aramızdaki herşey bitti gandalf, bu bardağı taşıran son damlaydı, al yüzüğünü başına çal" der ve yüzüğü kafasına atarak
    uzaklaşır oradan hızla. kitabın bu aşamasında gandalf bir flashback yaşar ve okurlar onun top olduğunu, bilbo'ya uzun yıllardır verdiğini öğrenirler. kendisiyle evlenmek isteyen bilbo'ya bu yüzüğü verir gandalf "tamam evlendik" diye; oysa bu yüzük erkeklik gücünü arttıran bir yüzüktür. gandalf, bilbo işini daha kolay halletsin diye vermiştir onu ona.

    gandalf, yüzüğün sırrını ilk keşfeden kişi olan gollum'dan zorla almıştır onu yıllar önce... gollum ormanın derinliklerinden bir yerde, yüzüğü doğru yerine takmış, ilk viagra'yı keşfetmenin heyecanı ile methini duyup taaaa fangorn'dan gelen ent karılarıyla gününü gün etmektedir. gandalf onu kandırıp yüzüğünü alır, gollum buna o kadar çok üzülür ki o günden sonra bir daha doğru dürüst konuşamaz.

    bilbo gittikten sonra durumu 1-2 hafta idare eden gandalf, abazalığının iyice başına vurmasıyla birlikte kendini memnun edecek yeni bir hobbit arar; ve tabii ki hedefi bilbo'nun oğlu olan frodo olur. frodo "lamn sihirbaz bozuntusu sen al da kendi yüzüğünü kendine tak" der gandalf'e; ancak gandalf kendi kendine takmak (!) istemediği için orada bir hikaye uyduruverir. güya bu yüzük
    kötülerin kötüsü olan sauron'a aitmiş de kıyamet çatlakları'na atılıp yok edilmeliymiş. gandalf'in asıl amacı frodo'yu kıyamet çatlakları denen ıssız yerde kıstırıp kötü emellerine ulaşmakmış aslında...

    saf frodo'cuk bu masala inanır ve yola çıkar. gandalf, "yanına birkaç yol arkadaşı daha almalısın" der ve gözüne kestirdiği yakışıklı birkaç hobbiti de frodo'nun peşine takar.

    gandalf, bu yüzük ve hobbit masalının ortaya çıkması ile birlikte endişelenir, hobbitlere vurdurduğunun sağda solda duyulmasından çok korkar çünkü. bu yüzden sauron hikayesini gerçekmiş gibi devam ettirir.

    kıyamet çatlaklarına doğru yola çıkan hobbitler, yolda vahşi bir ağacın saldırısına uğrar ve ağaç bunlardan iki tanesini yutar. bu sırada, dönemin ünlü ağaç beslenme uzmanı olan tom bombadil çıkar ortaya. hobbiti yutan ağaca çok kızar ve "yine mi hobbit yuttun lamn? tükür çabuk tükür cırcır olucan yine sıçıcan batırıcan ortalığı körolmayasıca" diye böğürür. ondan çekinen ağaç
    hobbiti kusar ve hobbitler tom bombadil denen hıyarla tanışma şanssızlığına nail olurlar. onun binlerce yaşında olduğunu ve salak gibi binlerce yıldır tek bi karıyla birlikte olduğunu öğrenirler... "aah ah" der merry içinden, "ben 1000 yaşıma geleceğimi bileyim 1000 karı eskitmezsem namussuzum".

    derken yola devam eden hobbitler, sıçrayan midilli hanı'na ulaşırlar ve ilk kez aragorn ile karşılaşırlar orada. aragorn'a yerli halkın kendi aralarında "boldüzer" demelerine bir anlam veremezler ve gece başlarına geleceklerinden habersiz bir şekilde huzurlu bir uykuya dalarlar orada.

    bir hafta otur(a)madan yürümeye devam eden hobbitler, bu kez elrond adlı elf'in divanına gelirler. gandalf büyük sırrı ortaya çıkmasın diye uydurduğu yalanı sürdürmek zorunda kalmış, bir yandan da frodo'ya bıyık burmaktadır. yolun geri kalan kısmında amacına ulaşmayı hedefleyen gandalf'in niyetini sezen elrond, yanlarına aragorn, legolas ve gimli adlı namus bekçilerini katar.

    yaw kardeşim anlamadığım şey, elf ve cüce gibi birbirinden iğrenen iki ırkın mensubu nasıl olur da bu kadar iyi anlaşır? legolas ile gimli nasıl bu kadar iyi geçinebilirler? yok yok, gimli kesin vurduruyor legolas'a... yoksa nerede görülmüş bir elf ile cücenin yan yana yürüdüğü, geceleri birlikte uyuduğu, orman orman, mağara mağara dolaştığı? o mağarada gimli legolas'a, ve ormanda legolas gimli'ye neler gösterdi, aralarında neler olup bitti? yok kardeşim, tolkien baştan savma yazmış kitabı en önemli yerleri atlamış...

    bu şekilde güle oynaşa galadriel'in ormanına gelirler. galadriel, fıstık gibi bir karıdır, ölçüleri 90-60-90, boyu 1.80'dir. ama gösterir de vermez, cilve yapar elletmez. ah ulan ah!!! aragorn yakışıklı çocuk, nasıl ayrıldı ormandan galadriel'i bir kez götürmeden? yok yani, insan bir pandik atar kardeşim! hadi gandalf yaşlı başlı adam, ya sen ne halt etmeye boş duruyorsun behey aragorn? ötmeyen horozu keserler unutmayasın bu lafımı...

    derken karanlık bir yoldan geçerken, tecavüzcü coşkun ırkının atası olan balrog gandalf'i yakaladığı gibi karanlık bir yere çeker. gandalf ise diğerlerine "kaçın kurtulun" diye bağırır; oysa ki "sittirin gidin de işimize bakalım biz de" demiştir için için.

    merry ile pippin ise, gittikleri ormanda ağaçsakal ile tanışırlar. ağaçsakal, karıları asırlar önce kaçmış ağaç kılıklı bir ırkın başıdır. ah ağaçsakal... tom bombadil salak malak ama en azından bir karı bulmuş. ağaçsakal denen hıyar karıyı kaçırmış bir de bekliyor asırlardır gelicek diye... bok gelicek!!!!!!!!!! abazalıktan bir ara hobbitlere de sarkan ağaçsakal, ormandaki itibarını gözönüne alarak bu hevesten vazgeçer.

    gandalf ise, balrog'la işi bittikten sonra bir sigara yakmıştır ve başından geçen bu olaydan sonra artık imajını değiştirmeye karar verir. bundan sonra "buum bum bum daldan hop dala kondum" diyerek bembeyaz giyinecektir. onu bembeyaz giysiler içinde gören biri yavaş yavaş yanına yaklaşır...

    -aaaaa memedali beeeeeey!!!!!!!
    -evet gandalf, beyazlarına güveniyor musun?
    -tabii memedali beey hepsini aloyla yıkadım, alo? bi dakka cebim çalıyo da eki eki alooo? legolas? olm dur canlı yayındayım
    -peki gandalf bize donunu da göster bakalım o da beyaz mı...
    -işteee bakın o da bembeyaz
    -aferim sana gandalf bi de amcalara pippini göster bakiim eki eki eki hadilenn göster dedim sana *şlaaak*
    -taam memedali bey işteeeeee gösterdim bakın o da bembeyaz eki eki
    -sapikkkkkkkkkkkkkkkkkk sana pippin'i göster dedik onu diil *şlaaaaaaaaaaaaak*

    bu arada memedali bey dedik de, bi de çarkıkelek olsaydı o zamanlarda.... arayanlar zürriyetle zilliyet okumadıysa ejderha ateşinde kızartılsalardı... okudularsa da kızartılsalardı...

    neyse, bu şekilde televizyonda orasını burasını açmış bulunan gandalf artık iyice kepaze olmuştur cümle aleme... beyazlar içinde alo ferahlığında yoluna devam eden gandalf, soluğu rohan'da alır. rohan'ın beceriksiz kralını da unutmamak lazım bu arada; yanına solucanlı şeritli herifin birini almış ne dese yapıyo... eee koçum herifin dilinde bile solucan varsa onun ne kıçından kurt, ne başından bit eksilir ne dinliyon onu sen!!! ama yok, bu kitapta adam gibi adam yok ki kardeşim... frodo desen tam bir kepaze... yüzüğü bulmuş da neresine takacağını bilmiyor... kafası çalışsa tarihin ilk viagra'sına kavuşur diğer hobbitlere kiralayıp köşeyi dönerdi, ama nerdeeee... o zaman kitabın ismi de "büzüklerin efendisi" olurdu...

    eşşek sapığı sam'i de unutmamak lazım... sam o eşşeği niye o kadar çok seviyodu o da yazmıyor kitapta... onun o eşşekle olan ilişkisinin boyutu neydi? orta dünya toplumu böyle bi olaya hazır mıydı?

    gandalf ise hepsinin en tembelleri... hayır herif traş olmaya üşeniyor sonra imaj yapıyor aklı sıra sakallarım uzadı diye... herifin kıçının kılı ağarmış hala büyü müyü uğraşıyor peheyyy!!! sen önce git berbere bi saç sakalını kestir erkeğe benze de ondan sonra gel racon tasla koçum! çizmesinler sonra...

    hikayenin bundan sonraki kısmında orklar karı kız meselesi yüzünden boromir'i öldürürler. gandalf de minaresine bir kılıf bulmuş olur böylece; "sauron mahallemizin delikanlı prenslerinden boromir'i de öldürttü artık bize durmak yaraşmaz" diye bağırarak şen krallar kıraathanesi'ne dalar. böylece savaş çıkar bok yoluna; gandalf ise top olduğunu saklamanın keyfiyle pis pis sırıtmaktadır bir köşede...

    savaş sırasında zavallı nazgulü de öldürdüler yaw.... oysa ki nazgul, yarasaların dinozoruydu... nazgulu cama alıştırıp ekmek vermeyi hayal etmiştim ben; hatta bi akşamüstü vapurda giderken simit bile atabilirdim ona...

    bu sırada, gandalf'in çevirdiği dümenlerden habersiz güç bela ilerlemeye çalışan sam ile frodo, palabıyıklı bir örümceğin saldırısına uğrarlar. örümcek frodo'yu yakalar ve sokar... şimdi bu durumda örümceği "frodo'yu arkadan vurdu" diye suçlamak yanlış olur; adı üstünde örümcek ibne hayvandır arkadan vurur tabii. asıl frodo erkek olsaydı da arkadan vurdurmasaydı... bu sahnede sam da büyüyünce kesin kaportacı olacağını ispatladı; baksana örümceğin altına ne güzel girdi iki tornavidayla halletti işini...

    orklarla olan savaş bitmek üzereyken gandalf, frodo'sunun kıyamet çatlakları'na vardığını tahmin eder ve aceleyle kötü emeline ulaşmak için oraya doğru yola çıkar. bu sırada gollum yüzüğü frodo'dan alarak kıyamet çatlakları'na doğru atlar... gollum, kitabın en akıllı varlığı kesinlikle... herkes onu kıyamet çatlakları'nda yandı bilirken, aldığı yüzüğün gücü ile kıyamet kerhanesi'nde karı kız arasında şen şakrak sürdürdü yaşamının geri kalanını...

    gandalf ise yüzüğün kaybolduğunu, dolayısıyla bir daha hiçbir hobbiti kötü emellerine alet edemeyeceğini duyunca üzüntüden limanda bulduğu ilk gemiye atlayıp uzaklaşmaya başlar... kitapta adı geçen birkaç zırtopoz da "yaşlı başlı adam bir bildiği var heralde" diyerek onunla birlikte gemiye binerler. meydanı boş bulan aragorn ise kralcılık oyununu sürdürür...

    aragorn da aklı sıra kral olucak, tek bi karı aldı oturdu aşağı... lamn olm insan koskoca kral olur da kendine bi harem kurmaz mı? ah, ben tolkien olucaktım ki 4. cildi de harem kardeşliği adıyla yazar, hamam tellağının gazabından kaçan hobbitler ile karı kız arasında fantezi dünyasında yaşayan aragorn'u anlatırdım 400 sayfa boyunca... "benim kuşum niye ötmüyor" diye sessizce ağlayarak hamam kapısının deliğinden aragorn'u gizli gizli gözleyen gandalf'i de unutmazdım tabii... haha! siz gandalf niye kral olamadı da ola ola top oldu sanıyorsunuz?

    evet, elf'lerin bu olaylar hakkında yazmış olduğu bir şarkıyla bitirelim...

    dooo gerizekalı frodooooo
    reee ağaçsakal karın neredeeeeeeee
    miii gandalf kuşun öter miiiiiiii
    faaa yüzük tayfı büzük tayfaaaaaaaa
    soool nazugul sıçar bol bol
    laaa sauron kıçımı yalaaaaaaaaaa
    siii pippinin pipisiiiiiiiiiiii
    haydi şimdi baştan do sol mi do!!!!
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap