26 entry daha
  • petrolün nelere kadir olduğunu gözlerimizin önüne seren savaş. bilindiği gibi geniş kitlelerin tv sayesinde tanık olduğu ilk savaş. biraz nedenlerinden bahsederek konuya gireyim.

    çeşit çeşit isimleri olan bu savaş, dönemin ırak lideri saddam hüseyin'in, kuveyt'in ırak sınırlarını ihlal ederek ırak topraklarından petrol aşırdığını iddia etmesini bahane edip 1990 yılının yaz aylarında kuveyt'i işgal etmesiyle başladı. bu, dünya kamuoyu için somut bir bahaneydi ancak geri planda saddam'ın kafasında kuveyt'in ezelden beri ırak toprağı olduğu düşüncesi ve de basra kıyılarına hakim olma fikri vardı.

    ırak'ın kuveyt'i işgalinin hemen ardından bm güvenlik konseyi acilen toplanır ve bu işgali kınama kararı alır ancak saddam hüseyin elbette ki kınandığı için "ulan ayıp oldu" diyerek kuveyt'ten çekilmek gibi bir girişimde bulunmamıştır. bunun üzerine bm, saddam hüseyin'e 15 ocak 1991 tarihine kadar kuveyt'ten çekilmesini aksi takdirde güç kullanılacağı ultimatomunu vermiştir.

    ırak'ın bu tarihe kadar kuveyt'i terk etmeyeceğinden adı gibi emin olan abd, adeta kahveden kavga için adam toplayanlar gibi çeşitli ülkelerle mekik diplomasisine girişmiş ve de bir koalisyon gücü oluşturmuştur.

    ortadoğu'da soğuk savaş'ın ardından patlak veren bu kaos ortamının, dönemin ve günümüzün dünya jandarması abd'yi harekete geçirmesi elbette ki şaşırtıcı değildir, zira dünyanın en büyük petrol ithalatçısı olan abd, dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olan suudi arabistan'ın da olası bir ırak işgaline uğramasını istemiyordu. sözün özü; abd ekonomisinin muhtaç olduğu kudret suudi arabsitan'ın petrol damarlarında mevcuttu ve abd bunun riske girmesini istemiyordu.

    abd, ırak'a verilen süre dolana dek bölgeye büyük miktarda askeri yığınak yapmıştı ancak yine de diplomasi çevreleri kansız bir sonuç için girişimlerini sürdürüyordu. abd yalnızca işgalin sona ermesi halinde askeri bir müdahalenin olmayacağını, aksi takdirde saddam'ı zorla kuveyt topraklarından kuzeye süreceklerini belirtiyordu. bunun üzerine saddam hüseyin, suriye'nin lübnan'dan, israil'in işgal altında tuttuğu batı şeria ve gazze topraklarından çekilmesi şartını öne sürerek son restini çekmişti. saddam hüseyin'in amacının koalisyon güçleri arasına israil'i de çekerek koalisyonda var olan islam ülkelerinin koalisyondan çekilmelerini sağlamaktı. ancak saddam'ın bu kısasa kısas şartı kabul görmemişti.

    tüm girişimlere rağmen sonuç alınamayınca, ırak'a tanınan sürenin sonunda 16 ocak'ı 17 ocak'a bağlayan gece, koalisyon güçlerine bağlı savaş uçakları ırak topraklarını bombalamaya başladı. bu arada bombardımanın başlamasıyla ırak'ta gece boyu çalan sirenleri televizyondan duyduğum günü dün gibi hatırlarım. saddam hüseyin bu saldırı üzerine ertesi gün karşılık olarak israil'e birkaç scud füzesi sallamıştır ancak yanılmıyorsam bunlardan hiçbiri hedefi tutturamamştır. kısa düşen aut atışı misali çöllere düştüğüne dair söylentiler vardır hatta belgeler bile olabilir, araştırılabilir. saddam'ın scud füzeli saldırısına abd, yeğeni israil'i savaşın dışında tutmak için patriot'larla karşılık vermiştir.

    abd ilk olarak ırak'ın hava savunma sistemlerini çökertmiş ve bunu da ırak semalarında rahat rahat fink atarak yapmıştır. ırak'a havalananan uçakların kalkış yerleri ise suudi arabistan ve basra körfezi'inde bulunan uçak gemileriydi. abd uçakları ırak askeri hedeflerini bombalarken ırak'ın elindeki sovyet yapımı mig savaş uçaklarını da harcamaya başlayınca saddam hüseyin komşusunun külüne muhtaç olup 100 küsür uçağı yıllarca savaştığı iran'a göndermiştir, valla şaka gibi...

    işler abd ve yandaşları için iyiye giderken çılgın diktatör saddam için ise işler iyice zıvanadan çıkmıştı, hava harekatıyla ırak savunmasının belini kıran abd, şubat sonunda kara harekatıyla da ırak askerlerini geri püskürtmüş ve kuveyt'ten çekilmeler başlamıştı. bu çekilme sürecinde saddam; "bana yar olamayan size de olamaz" dercesine petrol kuyularını ateşe vermiştir. gerçi bize gösterilen hep buydu ama onda bile abd'nin parmağı olabilir, zira körfez savaşı denildiği vakit hafızalarımıza kazınan petrol tabakasında debelenen kuş görüntüsünün bile savaş boyunca yalan ve çarpıtılmış haber pompalayan amerikan medyasının çakallığı olduğu anlaşılmıştır, kıymetli yazarımız poturgilinpotur da vaktinde yazmış zaten; (bkz: petrole bulanmış karabatak kuşu/@poturgilinpotur)

    savaşın sonu itibariyle ırak, işgal ettiği kuveyt'ten çekilmiş, bu süreçte ise birçok askeri, sanayi ve enerji merkezini kaybetmiştir. hülâsa; olan yine ırak halkına olmuştur. abd ise soğuk savaş sonrası dünya arenasındaki ilk sınavını başarıyla verip tek süper güç olduğunu ilan etmiştir. gelelim türkiye'ye demek istiyorum ama hiç gelesim yok yine de bahsetmeden edemeyeceğim;

    türkiye, savaşın en başından beri abd'nin önderliğindeki koalisyonun yanında yer aldı. bölgeye asker göndermese de güneydoğu sınırına yığınak yapması bile saddam için olası bir kuzey cephesi demekti. savaş sonunda türkiye, hepimizin bildiği gibi belki de ırak'tan sonra en fazla zarar gören devlet oldu. fırlayan petrol fiyatları, ihracatın sona ermesi, sınır ticaretinin büyük ölçüde sekteye uğraması, ambargo sonucu kapatılan kerkük-yumurtalık boru hattı ve sanırım en önemlisi, ırak'ın kuzeyindeki bölgede oluşan otorite boşluğuna bağlı olarak terör örgütünün faaliyetlerindeki artış türkiye'yi güç bir durumun içine soktu.

    bu arada hemen hatırlatalım;
    savaş sırasında abd kuvvetlerinin başındaki general: norman schwarzkopf
    dönemin abd genelkurmay başkanı:colin powell
    dönemin abd başkanı: george herbert walker bush
48 entry daha
hesabın var mı? giriş yap