9 entry daha
  • kanın deli aktığı zamanlarda bir grubun içine dahil olup, otobüse istiflenip, yolda bakkal patlatıp deplasmana gitmek değildir. önce futbolu sevmek, sonra o takımla kişinin kendisinin de nasıl olduğunu anlayamadığı, açıklayamadığı bir bağ kurmak, sürekli takımı, hafta sonundaki maçı düşünmek, hatta belki stresten maça gidememek, tv'den izleyememek, maç anı sokaklarda gergin bir şekilde volta atmak, galibiyet haberi gelince dünyanın en mutlu insanı olmak, artık rahatça tv'den görüntüleri, yorumları takip etmektir.
    90'lı yıllarla başlayan tüketim çılgınlığı taraftarı da tüketmektedir. 80'li yıllar ve öncesinde insan hayatında işi, ailesi ve takımı varken, şimdi birçok değişken; birçok meyve, birçok sebze, birçok takım, birçok kanal, birçok gazete, birçok internet, birçok telefon, birçok siyaset, birçok ekonomik sıkıntı, birçok ayakkabı, birçok kıyafet, birçok ve binbir çeşit insan v.s. vardır. insanın sahip olduğu ya da olmadığı bütün bu "şeyler" insanın aklını meşgul etmekte, dikkatin çok farklı yönlere dağılmasına ve taraftarlığın da bundan olumsuz yönde nasibini almasına neden olur. yöneticilerin "taraftarlık"a verdiği zararlara daha sıra gelmez bile.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap