berna laçin

• önce elimde sekiz milimetre, sekizbinlerce kilometreyi katederken "bak bu abla berna laçinmiş" dediklerinde zatımca ve zannımca hatırlanmış, çocuklarla ilgili bir program sunan sesi çok yerden tanıdık (muhtemelen seslendirwoman olarak görev almıştır o programlardan dizilerden filan önce) gelen, sempatik mi tematik mi olduğunu kestiremediğim bayancayiz. sonraları "saçını neden öyle kestirdin, berna laçin gibi kestireydin ya" cümlesiyle hayatıma girmiş, uzun saçlı bay kuyaföre "berna laçin gibi kestirmeliymişim" dediğimde "e zaten senin saçın berna laçinin saçı gibi, nesini benzeteceğiz ona" demiştir. bu repliklerden sonra daralmışımdır bernasından da laçininden de.
  son olarak dün, "berna laçinin bebeğini gördünüz mü" diye başlayan bir dizi diyalogun logundadır bu isim. sekiz dokuz aylık bir bebesi varmış bağyanın efenim. köşe yastığı gibi imiş bebek. ağlamaz sıçmaz güler oynarmış. vatandaşın son zemanlardaki kilo artışını hamileliğe, lohusalığa vesaireye bağlamak, pek yanıltıcı olmaz kanaatindeyim.