• sinemanın ilk yıllarında ortaya çıkan cecil hepworth, george albert smith ve charles urban gibi ingiliz sinemacıların temsilcileri olduğu ekol.
    sinemada ışık kullanımının önemi, özellikle de dış çekimlerde aydınlık bir hava gerekliliği ve ingiltere'nin coğrafi konumu yüzünden karanlık bir ülke olması, ingiliz sinemacıları daha aydınlık olan güneydeki brighton şehrine gitmeye mecbur eder ve bunun sonucunda bu ekol ortaya çıkar. bu yıllarda çekilen filmler ve bulunan sinemasal yöntemler brighton ekolü olarak adlandırılır.
    fakat bu sinemacılar film çekmekten daha çok sinemasal keşifler yapmaya önem verdikleri ve sinemanın ticari boyutunu önemsemedikleri için ingiliz seyircisi tarafından çok fazla ilgi görmezler. sinema izleyicileri diğer ülke filmlerine daha çok rağbet ederler. ingiliz sinemacılar daha çok deneysel nitelikte filmler yapmaktadır ve filmlerde seyirciyi etkileyecek büyük ve göz kamaştırıcı sahneler yoktur, yıldız sistemi gelişmemiştir. bu nedenle de girişimciler ingiliz filmlerine para yatırmak yerine yabancı şirketlerle işbirliği yaparlar ve sinemalarda popüler zevke uygun yabancı filmler tercih edilir. böylelikle de bu yıllarda amerikan sineması ingiliz film pazarını ele geçirir.
hesabın var mı? giriş yap