15 entry daha
  • istanbul şehir tiyatroları tarafından sahnelenen oyunun yönetmenliğini kemal başar üstleniyor. oyunun kahramanları romeo ve juliet ilk görüşte aşkın hikayesini sunuyor bizlere. düşman iki ailenin çocuklarının aşkı kendileriyle birlikte bizi de çıkmaza sürüklüyor. aileleri düşmanlıklarının bedelini fazlasıyla ağır ödüyor.

    sahneyi iki parçaya ayrılmış olarak görüyoruz. sağ ve sol tarafta beyaz iki duvar ve birbirlerine sık duran ve yukarıdan aşağıya doğru sarkan halatlar kullanılmış. sahnenin orta kısmı kullanım alanı olarak düşünüldüğü için boş bırakılmış. renk kullanımı beyaz ağırlıkta. sahnenin tabanı ve duvarlar siyah renkte. sade, göz yormayan bir kullanım tercih edilmiş. işlevselliği tartışılabilir ama gerektiğinde mekan değişimi bir perde kaldırılarak ve farklı renk perde kullanımı ile sağlanabiliyor.

    ilk sahnede capulet ve montegue ailelerinin yakınlarını görüyoruz birbileriyle iki ayrı bölümdeki halatları tutarak dövüşüyorlar. kim kimden anlamak pek mümkün olmuyor çünkü aynı renk kostüm tercih edilmiş. bu durumunun artı yönü ise balo sahnesinde maske kullanımı da katılarak kostümler tamamlanmış ve beyazlar içinde oyuncuları gece için sahnede hazır görebiliyoruz. düşman iki aileyi netleştirici öğeler de kullanılabilirmiş.

    oyunun temposunu romeo rolünü canlandıran mert turak ile juilet'i canlandıran ece özdikici ayakta tutmayı başarıyor. onların yanı sıra benvolio rolüyle kubilay penbeklioğlu ve baba capulet rolüyle selçuk soğukçay oyunculukları ile öne çıkan iki isim.

    yönetmen kemal başar ve dramaturg özge ökten metne bağlı kalmayı tercih ederek oyunun süresinde ya da birimlerinde daraltmaya gitmemeyi uygun görmüş olacak ki seyirci açısından üç saat bir oyuna konsantre olup izleyebilmek biraz sıkıntı yaratabiliyor ama shakespeare oyunlarındaki bir monolog bile oyunun seyrine değiştirebileceğinden üç saati dolu dolu hiçbir ayrıntıyı atlamadan yaşayabiliyorsunuz. farklı bir anlatım dili kullanmayı tercih etmişler. tekno tarzı bir müzikte tango yapmak gibi.

    sahneleme anlamında bir kaç ayrıntı oldukça hoşuma gitti. juliet'in dadısından gelen haberi beklerken kendisine halatları birbirine bağlayarak salıncak yapıp sallanışı, capulet ve montegue ailelerinden birer kişini ölümü üzerine herkesin kendi ailesinden olan kişiyi omuzlayarak sahneden çıkışları ve son sahnede her oyuncunun bir halatı tutarak hep birlikte bir daire oluşturduğu ve aslında hepimiz görünmez bağlarla birbirmizin kaderine bağlıyız'ı ifade edişleri - en azından benim anladığım bu- çok etkileyiciydi. müzik kullanımı da oyuna eşlik edici nitelikte.

    herkesin emeğine sağlık, kesinlikle gidip görülmeli, izlenip alkışlanmalı.
142 entry daha
hesabın var mı? giriş yap