5 entry daha
  • osmanli tarihi duayeni, cok fazla yazan * bir tarihcidir. osmanli arsivleri acildiktan sonraki doneme denk dusmustur, tipki barkan gibi o da ilk baslarda son donem calismis, tanzimat, balkanlari toprak sistemi konulariyla akademik tirmanisina baslamistir.
    her yerdeki sayisiz ogrencilerinden biri olan ilber ortayliya gore kendisi birinci ankara doneminde, arsivden cikmayan, hic bosa vakit harcamayan, cok calisan biridir. ankara universitesinde 1972'ye kadar ogrenci yetistirmis ve nice makale, kitap yazmistir. paleografya ve diplomatika bilgisi tartisilamaz enginliktedir.
    sonra chicago yillari gelir, emeritus professor olana kadar orada ders veren ve daha cok ingilizce yayinlayan inalcik, 1992'de turkiye'ye, spesifik olmak gerekirse, bilkent universitesi'ne gelmistir. halen arsivlere gider, halen calisir, seksen kusur yasindadir. halil beyi cok sevmedigi malum olan halil berktay, inalcik'i ziyarate gittiginde*, viskiyle baslayip, rakiyla devam edip, sarhos oldugunu iddia eder. hatta bu yuzden gorusmelerinin verimsiz oldugunu da ekler.
    butun bunlari bir yana koyacak olursak, su siralar asil buyuk tartisma "halil inalcik degisti mi, degismedi mi" konusu etrafinda donmektedir. bu konuya aciklik getirebilmek icin donald quataert ile birlikte editoru oldugu, ve cogu kismini yazdigi an economic and social history of the ottoman empire, 1300-1914 kitabini ve 1974'te yayinlanmis, klasik eseri the ottoman empirethe classical age, 1300-1600'i karsilastirmak gerekir.
    her ne kadar, politik tarihe, devlete, merkezilesmeye, sui generis yaklasimlara daha rafine * bir perspektifle baksa da, aslinda, *halil inalcik, (belgelere) sordugu sorular degismemis oldugu icin gercekten degismis sayilmaz.*
    ortaya ciktigi, gelistigi ve etki alanini kurdugu yillarda turkiyede ve dunyada meydana gelmis gelismelere bakmadan, halil inalcik fenomenini hakkiyla incelemek imkansizdir. * bu yuzden siz sozluk okurlarina ve yazarlarina, halil inalcik, omer lutfi barkan, fuat koprulu hakkinda atip tutmadan once, yigiti oldurup hakkini da verme ilkesinden uzaklasmamanizi oneriyorum.* sorulan sorular nesilden nesile, baglamdan baglama, donemden doneme degisiyor; bence tarihcileri yargilarken asil kriter, arkalarinda biraktiklari eserler butunu* olmali, onlar yanlis sorulari sormus olsalar bile arkalarindan gelenler, dogru sorulari sormaya baslayabilir.* diger taraftan da, "buyuk" tarihcilerin yaptigi hatalarin ancak uzun yillar suren ugraslar sonucu duzeldigi * ve genelde geri donuslerinde oldugu not dusulmelidir. boyle garip donguler doner durur.
696 entry daha
hesabın var mı? giriş yap