8 entry daha
  • hayatımda sadece bir kez düştüğüm mekan. neden düştüğümü anlatacak değilim; fakat orada öyle bir şey yaşadım ki, o gün bu gündür resmen hayata küsüm diyebilirim. yaşadığım travmaya sebep olan şey ne polisler ne de karakoldaki işlemler. olayın tek sorumlusu bizzat dayımın o sıralar henüz 5 yaşında olan fırlama oğludur. efenim ben nezarethaneye atılmış paşa paşa pineklerken, karakola önce annem-babam, hemen ardından da dayım ile oğlu geldi. evet oğlu. hayatımı kabusa döndüren o piç! seslerini duyabiliyorum. haberi yeni almışlar, ses tonlarında endişe sezilebiliyor. görevlilerle kısa süre bir şeyler konuştular. sanırım beni görmek için izin falan istiyorlardı.

    her neyse, takır tukur ayak sesleri yaklaşmaya başladı bulunduğum yere doğru. aklımda binbir şey var. anneme babama ne diyeceğim, olayı nasıl izah edeceğim diye düşünüyorum. ben bu ağır ruh hali içinde debelenirken, demir parmaklı kapının ardında gördüğüm ilk şey o oldu. bir an bu yavşakla gözgöze geldik. sonra götüne naftalin yağı sürülmüş gibi bağırmaya başlamasın mı!

    "baba... baba... bedava gösteriyorlar... koş... koş...

    o lanet ses ansızın tüm karakolda öyle bir yankılandı ki, resmen çöktüm kaldım.... ne demek lan bedava gösteriyorlar!!! bak gene sinirlendim iyi mi? sanki hayvanat bahçesine gelmiş eşşoğlueşek!!!
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap