135 entry daha
  • angelus'ın da dediği gibi:

    "bazen başedebileceğimizden çok acır. eğer tutkusuz yaşayabilseydik, belki bir çeşit huzuru bilirdik. ama içimiz boş olurdu. boş bir oda gibi, kepenkleri indirilmiş, nemli ve soğuk. tutkusuz, gerçekten ölü olurduk."

    ("it hurts sometimes more than we can bear. if we can live without passion, maybe we'd know some kind of peace. but we would be hollow. empty rooms, shuttered and dank. without passion, we'd be truly dead.")

    sevgi, arzu, iyilik, her şey gerçek bi tutkunun yanında sönük kalır. belki bir tek aşk farklıdır, o da arzu ve sevgiyle beraber zaten tutkuyu da taşıdığı için. zaten tutkuyu içermedikçe hiçbir şey ona karşı ayakta kalamaz.

    tutkunun ne için olduğunu bi önemi yok. birine olan tutku, arzuya olan tutku, bi fikre olan tutku, aktiviteye olan tutku...
    sadece ne kadar güçlü olduğu fark eder. ne kadar yoğun olduğu.. ve onun için ne kadarını göze alabilecek kadar cesur olduğunuz.

    bunun iyilikle hiç bi alakası yok. demiştim.
    tutku bencildir.
    birini çok mu istiyorsunuz?... onun ne istediğinin bi önemi yoktur. canının ne kadar acıyacağının bi önemi yoktur. tırnaklarınızı geçirip kanının akışını izleyebilirsiniz.

    tutku bazen de sinsidir ama sadece bazen. içten yavaş yavaş yakan bi alev gibi.
    çünkü tutku ateş elementinindir, yani kocaman, kırmızı, gizlenemeyecek kadar, kendiyle birlikte her şeyi yakacak kadar...
    bu yüzden tutkunun fake'ini atamazsınız. sahtesi yapılamayacak kadar işlenmemiştir, en büyük kusurlarınızı ortaya çıkaracak kadar gerçektir.

    eğer benim kadar karakterinizin ortasına kazınmışsa, gizlemeyi öğrenebiliyorsunuz. çünkü her an sizinleyse, baş etmenin yollarını bulmak zorundasınız. birinin canını ne kadar acıtabileceğinizi fark ettiğinizde, kimsenin canını yakmamak için kendinizi paralayabilirsiniz. çünkü ateşin limiti yoktur. ama siz salt ateş ola-maz-sınız.

    o kadar ki, kendinizi cani hissetmediğiniz tek an sizinki kadar büyük bi ateşle karşılaşmanız olur. o zaman güvendesinizdir. o zaman kendinizi ateşe bırakabilirsiniz. ama herkes apatheticken cool görünmek için kasarken, ne ateşi? ne alevi?

    hatta doğruyu söyleyeyim, tutkuyu söndürmeyi de öğrenebiliyorsunuz, ama çok fazla şeyi yakmak pahasına. sonra küllere bakıp, "yanmak daha mı iyiydi?" diye sorarken bulabilirsiniz kendinizi. hiçbişi keyif vermezken, hiçbişi hiçbir duygu uyandırmazken "acı çekmek boşluktan daha mı iyiydi?" diyebilirsiniz... o kadar ki her yerinizin yanıklarla dolacağını bile bile önceki acıya yeniden sarılabilirsiniz. çünkü bi kez ateşi reddedince, daha fazla canınızı yakıyor.

    sonra küllerin içine saklanmış közleri canlandırsın diye bi rüzgar bekliyorsunuz. ama çok çok çok güçlü bi rüzgar olması gerekiyor ve ısrarcı ve alevi isteyen... çünkü sizde tutuşacak bir mecal bile yok.

    ve ben artık sadece, ya benimki kadar yoğun bi ateşle ya da beni kontrol edebilecek kadar güçlü biriyle huzurluyum.
429 entry daha
hesabın var mı? giriş yap