92 entry daha
  • inanıyorum ki, gerçek anlamı, ölüm zamanının yaklaştığı hissedildiğinde anlaşılabilecek olan şarkı. ve öleceğini hissettiğinde kişi, eğer bu şarkıyı gururlu bir şekilde içinden geçirebiliyorsa, hiç bir şey için pişman olmadan, hüzünlü bir gülümseme ile gözlerini kapatabilecektir.

    henüz öleceğimi hissettiğim herhangi bir an yaşamadığım için, bu şarkıyı ne zaman dinlesem bir bölümü gizli kalmış bir cevher gibi gelir bana. bir çok şey hissederim dinlerken ama o hissedemediğim kısımın farkında olurum. özellikle önemli bir işi tamamladıktan sonra bir an gelir. kişi kendi başına kalır, bazen fiziksel olarak yalnızken, bazen kalabalığın içinde dalıp gitmişken. ve o anda kişi muhakemesini yapmaya başlar, düşünür taşınır başarılı olup olmadığını anlamaya çalışır. artı yönlerini, eksi yönlerini kafasındaki teraziye koyar ve tartmaya uğraşır.

    tam bu anda bu şarkı gelir akla, ve işte o anda düşünceleri dağıtıp, derin bir nefes verirken "i did it my way", diyebiliyorsa kişi, sonuç ne çıkacak olursa olsun, doğru olanı yapmıştır. çünkü doğrular mutlak değildir, ve kendi yolunda yapabildiysen bazı şeyleri gurur duymak için hiç bir engel yoktur karşında. ve kişinin kendisiyle gurur duyması, hiç bir başka duyguya benzemeyen bir duygudur.

    işte bu duygunun en büyük taşıyıcısıdır bu şarkı. ve yazının başlarında değindiğim durumda, eğer hayatın son anında gurur duyabiliyorsa bir kişi kendisiyle, huzuru o zaman hissedebileceğini düşünüyorum.

    frank sinatra'nın sesi ve hayat muhakemesidir bu şarkı.
124 entry daha
hesabın var mı? giriş yap