trafik kazası

• çok küçük bir örneğini yaşadığım olay. çamurlukta sürtük dışında bir şey yok ama sürten dingilin hızlanarak olay yerinden uzaklaşması nedeniyle zeus gibi avuç içlerimden yıldırımlar çıkartırken plakasıını almayı akıl ettim ve o gidişin bir dönüşü olacağına ant içtim. mitolojik tanrılığın etkisi 155 aramamla başlayan süreçte tamamen yok olmuştu. 155 karakola gitmene gerek yok, plakadan adam bulunur dedi. eminet amirliği istersen buraya gel tutanak tutalım dedi. o an pek de istemiyordum, ok diyip kapattım. yoldan geçen polis aracı önce "ne duruyon yolun ortasında, ileri al" diye geldi, "herif bana çarptı kaçtı" diyince onlar da biz asayişiz bakamayız diye hızlanarak uzaklaştı. son olarak olaydan 5 dakika sonra yolda gördüğüm trafik polisi nasıl pasta cila yapılacağına dair detaylı bir eğitim verdi. aldığım bütün bilgilerin ışığında pasta cila alıp eminete gitmenin en doğrusu olduğuna karar verdim, şikayetçi olmak bir işe yaramayacaksa bile pasta cila konusunda benden tecrübeli oldukları kesindi.
  
  emniyete adımımı atar atmaz "git ssk'da bir alkol muayene yaptır gel" diye geri sektim. muayeneyi yapacak polisi yarım saat bekleyip mühür ve imza için ssk hastanesi içinde aynı yerden 8 defa geçmekten yılmadım. aynı hızla emniyete dönüp muhtemelen birilerinin çayını rahatsız edilmeden içmesi için 20 dakikalık beklemenin ardından pazar gününün bitimi güneşin batışı ile biz fanilere müjdeleniyordu. öğleden sonra 2 sularında başlayan macera sürerken çarpıp kaçan kocaeli plaka muhtemelen evde ayaklarını uzatmış çayını yudumlamaya çoktan başlamıştı.
  
  sonunda bu iş bitmeden biryere gitmeyeceğim anlaşılınca araba incelendi ve ifadem kayıt altına alındı. evimin yolunu tutarken düşündüm: güneşli bir pazar günü daha iyi nasıl değerlendirilebilirdi ki?