yemin

• insanlığın en büyük acizliklerinden bir tanesi. karşındaki insan üzerinde hiçbir yaptırımın olmadığı durumlarda, yine de yapması gerekeni yapacağından emin olmak için, elinden gelen tek şey, tüm iyi niyetinle yemin ettirip sonra bu yemine uyacağını ümit etmek.
  
  ikisi mesleği ele alalım. ikisinin de yemini var. doktorluk ve beyaz hacker'lık.
  
  bir gruba bilgisayar güvenliğini ve bu açıkları nasıl kullanacağını anlatıyorsun ki sonra o sızmayı öğrendiği sistemleri koruyabilsin. birine insan vücudunun bütün inceliklerini öğretiyorsun ki sonra zamanı geldiğinde, bütün açıklarını bildiği o insan vücudunu koruyabilsin, iyileştirebilsin.
  
  işte bu eğitim faslından sonra, bu insanların mesleklerine ihanet etmeyeceklerinden emin olmak için, elinden gelenin en iyisi yemin ettirmek. dönüp dolaşıp yine bireyin kendisine kalıyorsun. bilgisine ve ustalığına ihtiyaç duyduğun mesleklerin ehlini yetiştirdiğinde aynı alanda tamamen aksi sebebe hizmet edecek bilgiyi de veriyorsun ve başka bir şansın yok.
  
  işin en mükemmel yanı da, hala bu meslekler yoluyla dünya kaosa sürüklenmediğine göre, hatrı sayılır sayıda kişi için bu yemin işe yarıyor. ya da yeminin işe yaradığı falan yok, önemli olan kişinin zaten baştan iyi niyetli olması. ki bence aslolan ikincisi, zira olay mesleğini kötüye kullanmaya geldikten sonra ne yemin işe yarar ne başka bir şey.
  
  bu vesileyle tüm ahlaklı doktor, hacker ve dahi yeminli müşavirleri ellerinden öperim. özellikle hacker'ların. heklemekten anlamasam da bir yerde meslek erbabı nihayetinde.