olmasaydın

• bir takvimi tersten işaretlemeyi gerektirecek koşullar bütünü.
  
  olmasaydın, takvimlerin üstünde yokluğunu işaretleyecektim, zamana karşı.
  
  zamanın her yarışı kazanacağını henüz bir yerlerden okumamış olacaktım.
  arkamda bir şeyler brakayım yüzyıllar boyu yaşasın diye bir derdi olmayan sanatçılar kadar özgür, ve istemedikleri halde yaptıkları yüzyıllarca bilnmiş sanatçılar kadar şaşkın. evet ölmüşler ama hala şaşırabiliyor olacaklardı, sakın şaşırma.
  
  olmasaydın, bitmeyecek bir hikaye yazmaya başlayacaktım. bir hikayede olması gereken hiçbir şey olmayacaktı, olmasaydın.
  
  zamansız, mekansız, insansız kalacaktım, boşlukta.
  
  olmasaydın , mickey mouse ile fare evi klubünün bir anlamı olmayacaktı.
  bunun, bunu okuyan için bir anlamı olmaması gibi.
  
  her şeyi anlatmaya çalışırken hiçbir şeyi anlatamayan birisi olacaktım, olmasaydın.
  şu anda da öylesin dediğini duyar gibiyim, gözü üzerimde olanların.
  
  olmasaydın, yazdıklarımla kuracağım bir hayatım olacaktı, sonuç malum.