119 entry daha
  • senaryosu goran dukic ve etgar keret tarafından yazılmış, yönetmeni goran dukic olan intihar, mutluluk ve isteklerin gerçekleşmesi üzerine gülümsetici 2006 yapımı film.
    oyuncuları patrick fugit (zia) , shannyn sossamon (mikal) , shea whigham (eugene) , tom waits (kneller) , will arnett (messiah) , cameron bowen (büyük kostya) , john hawkes (yan) , leslie bibb (desiree) olarak sıralanabilir ki, film hakkında hiç bir şey bilmeden izlediğinizde tom waits karşınıza çıkınca çok şaşırıyorsunuz, keyfiniz bir kat daha artıyor.
    film bende arizona dream ve donnie darko'nun verdiği lezzeti uyandırdı. konusuna gelince spoiler vererek anlatabileceğim...

    --- spoiler ---
    new jersey'li delikanlımız zia, sevgilisi desiree'den ayrılınca yaşadıklarına dayanamaz, zaten ailesi ile de arası limonidir. önce odasını bir güzel temizler, sonra bileklerini keser. (bilek kesme sahnesinde yere düştüğü an gördüğü toz-tüy yumağının hareketi çok anlamlı idi. sanırım ölmeden önce insanın görüp göreceği böyle bir şey olsa gerek.) sonra cenazesini izler, kız arkadaşının ağlayışını, başka erkeklerde kendini rahatlatmasını bekler...
    işte filmin en ilginç fikri bundan sonra başlar. bir nevi araf olan, insandan ve bitkilerden (ki onlar da pek sağlıklı değildi) başka benim tespit edebildiğim sadece iki hayvanın var olduğu, intihar edenlerin bulunduğu başka bir dünyaya gelir. burada tüm ailesi intihar ettiği için ailesi ile yaşayan, kendince bilge rus asıllı eugene ile tanışır. eugene'nin ilk sahnelerden birinde sarfettiği "bir kız hemen döneceğim derse, kesinlikle dönmez" lafı, filmin ana temalarından biridir.
    zia, desiree'nin de intihar ettiğini öğrenerek eugene ile birlikte yola koyulur, işte bu aşamadan sonra bir yol hikayesi başlar. arabalarının farları çalışmaz, ön koltuğun altında bir kara delik vardır ve düşürülen nesneleri yutar. yol kenarında amerikan filmlerinde çöl manzaralarında görmeye alıştığımız kuma gömülmüş hayvan isketleri yerine, araba ölüleri dikkat çeker. intihar eden arapların intihar bombacısı olması önyargısı konusunda göndermeler yapılır.
    ikilimiz yolda mikal ile karşılaşırlar. mikal aşırı doz aldığı için öldüğünden kendini intihar etmiş kabul etmez ve sürekli bu hatanın düzeltilmesi konusunda yetkili mercii arar. mikal de yetkilileri aramak üzere ekibe dahil olur. (yolda birlikte tuvaletlerini yaptıkları sahne özellikle çok eğlenceli idi.)
    bu esnada tom waits'in canlandırdığı kneller ile karşılaşırlar ve bir süre onun mucizelerle dolu kasabasında kalırlar. eugene, burda dilsiz olduğu halde, çıkardığı seslerle müzik yapan kızla yakınlaşır. kneller, zia'ya "bir şey çok istersen olmayacaktır. olmasının tek yolu hiç bir öneminin olmaması" diye uyarır ki bu da filmin ikinci önemli tespitidir.
    filmin sonunda zia, desiree'ye ulaşır ama desiree'nin uğruna intihar ettiği erkeğin kendisi olmadığı anlar ama zaten bu arada mikal'e aşık olmuştur.

    filmin sonu yeni bir şans, karadelik ve aşk üzerine idi... bittiğinde umut hissediyorsunuz...

    eğer intihar ettiğimizde ulaşacağımız dünya böyle basit kuralların, gereksiz değer yargılarının olmadığı bir yer ise, çok bilek kesesi geliyor insanın.

    tek üzücü detay nerde olursan ol torpilin işe yarayacak olması idi. hatırlattığı için coor bagpipes'e teşekkürler.
    --- spoiler ---
215 entry daha
hesabın var mı? giriş yap