160 entry daha
  • çetibeli'ni geçtikten sonra 15 dakika.. 15 dakika sonra sol tarafınız dağ, sağ tarafınız nereden uzadığı belli olmayan çamlar ile çevrili bir takım virajların ardından ilk ışıklarına varırsınız.. böyle başlayabilirdim aslında bu yazıya. belki geçen sene mesela.. şimdi başlayamam. başlayamam çünkü yol çalışması var bir süredir (uzundur) ve bu öyle bir yol çalışması ki bitmek bilmediği gibi yazının olası başlangıcını da olduğu gibi değiştirdi. çünkü ağaç bırakmadılar. çünkü memleketimin her yerindeki trafik ve yol sorunu çözülmüştü geriye bir tek marmaris girişindeki asırlık çamları kesip 2 şerit daha yol eklemek kalmıştı. çünkü çok lazımdı insanların daha hızlı, daha çabuk varması. bir kamyonun arkasında o son 15 dakikayı geçirmek çok zordu onun için bütün o ağaçları kesip yerine yol yapmak şarttı. hizmet lazımdı marmaris'e ve hizmetten anladığımız buydu. oysa mesela dere taşar burda bazen, elektrik çok sık kesilir, bazı bölgelerde internet yoktur, yavaştır falandır filandır ama önemli değil elbette bunlar, en önemlisi havaalanından marmaris'e gelen insanların 4 şeritli yollarda araba kullanmasıdır. çünkü "dağ yolu" diye bir şey çirkindir, her yer otoyol olmalı, hatta mümkünse paralı olmalı, kaymak gibi asfaltla kaplanmalıdır dünya. yazının başı değişti işte.. şimdi şöyle başlıyor; çetibeli'ni geçtikten sonra eğer yolda dinamit çalışması yoksa ve yol kapalı değilse, eğer ağaç kesmiyorlarsa ve kamyonlar yolu kapatmadıysa, eğer yola eskiden olduğu gibi 2 şerit gidiş geliş hakkı verildiyse, eğer olmayan yol işaretlerine rağmen hangi taraftan gitmeniz gerektiğini bulabildiyseniz ve yol kenarında artık ağaçlar olmadığından aşağı düşmeden ilerlediyseniz, solunuzda dağ ve sağ tarafınızda sadece binalar ve binalar görürsünüz, çünkü ağaçları kestiler. arada bir ağaçların arasından deniz görünürdü eskiden marmaris'e inerken, kalbim hızlanırdı yaklaştıkça, camı açar çam kokusu çekerdim içime. şimdi yazının başlangıcı değişti dedim ya, marmaris de gözüme kuşadası gibi görünüyor, ileride çeşme olmasından korkuyorum. çünkü aslında buranın tek güzel yanı doğası. ne gece hayatı, ne barlar sokağı, ne restoranları ne de insanları, yalnızca kendine hep hayran bırakan doğası, gerisi hikayeden terane. siz o ağaçları keserseniz, elinizde makarena yapan kürt garsonlar kalacak, bir de onlara kıçını yaslayıp sallayan 9864 yaşında ya da 895 kilo ingilizler..
744 entry daha
hesabın var mı? giriş yap