3 entry daha
  • osmanlı'nın batı'ya gönderdikleri ilk sefirlerin, avrupa'ya olan hayranlıklarını "dünya müminin zindanı, kâfirin cennetidir" diyebilecek kadar ayyuka çıkarmalarına karşılık, halet efendi böyle düşünmemektedir. 1804 yılında yazdığı bir mektubunda keyifsizliğini şöyle dile getirir:

    "bir gün evvel şu kâfiristandan hayır ile halas olmaklığım için dualarınızı niyaz ederim. zira paris'e kadar geldik, halkın nakil ve methettikleri frengistan'ı daha görmedik. o tuhaf şeyler ve o akıllı frenkler hangi avrupa'dadır, bilmem!"

    daha sonra gönderdiği mektuplardan birinde ise avrupalıları şu şekilde küçümser:

    "ahmed efendi'nin ellerinden öperim. yani hatırlarına bir vesvese gelmesin. son derece mütevazı olduğumdandır. yoksa bilgilerine imrendiğimden değildir. hakkımda kötü düşünmesinler. "frengistan şöyle, frengistan böyle, frenklerin aklı gibi akıl olmaz" derlerdi. acaba bunlar frengistan'ın hangi semtine düşer, canım efendim? bir tashih kabil ise tashih buyurulup kulunuza yazarsınız. inşallah fırsat bulursam komedya ve opera tabir eyledikleri yerleri güzel bir şekilde tasvir eder iyice anlatırım. böylece bizim kulağımıza niçin böyle galatla, abartıyla tutulduğunun sebebini söylerim!"

    tahammülsüzlüğünün son noktasında ise avrupa'ya hayranlık duyanlar hakkında kesin hükmünü vermiştir:

    "frengistan'ı size korkutmak veyahut methetmek için her kim överse, sual buyurun: "sen avrupa'ya gittin mi?" diye. "hayır, gitmedim, tarihlerden okuyorum" der ise iki kısımdan biridir ki, şimdi izah olunur. "evet, gittim ve biraz zaman eğlendim" derse, elbette frenklerin taraftarı ve casusudur. "gitmedim" der ise iki kısımdır: ya eşşektir, frenklerin yazdıklarını dinler. yahut da aşırı dindarlığından tamamen frenkleri metheder ki içindeki ehl-i islâm'ı çıksın diye. işte bu külli genel kaideyi bilesiniz!"
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap