• hayat denen meşgale insanın aklına gelmeyecek şeyleri karşısına çıkarıyor ve sonra bu keşmekeş içinde çaresizce siz farkında olmadan hüküm diye alnınıza yazılmış şeye boyun eğmek zorunda kalıyorsunuz.

    sevgilimle ailemizin istemediği bir evlilik yaptık. o sebeple de reddedildik. kız tarafı benim mezhebimden birine kız vermezmiş, namusmuş, oymuş buymuş derken reddetti kızlarını. ailem de benzer sebeple beni reddetti. böylece namuslarını temizlemişlerdi kendilerine göre iki taraf da. bizse bu törerizm belasından kaçıp ikamet adresimizi üniversitemizin olduğu şehre taşımıştık. dolayısı ile ailelerimizle bağımız tamamen kopmuştu.

    sevgilim öğrenciydi. ben de öğreciydim. her şey kötüye sarınca daha da kenetlenmek zorunda kaldık. ikimiz de hem okuyor hem de düşük ücret karşılığında çalışıyorduk. bir ara sevgilim işten çıktı. 2 ay kadar iş bulamadı. o ara çok sıkıntı çektik. her şeyden masrafı kısmaya çalışıyorduk. prezervatif bile pahalı gelmişti yoklukta. geri çekme metodunu denedik ama hamile kaldığını öğrendiğimizde yapacak bir şey kalmamıştı. her şeyin daha zor olacağının farkında idik.

    hamileliğin ilk ayları heyecanlıydık. ama sevgilim çalışamaz duruma gelince ben okulu dondurdum. daha çok ücretle çalışabileceğim bir işe girdim. o ise kendisi ile ilgilenmek zorundaydı daha çok ve dersleri ile. bu sayede o çalışamıyordu ama benim maaşım biraz artmıştı. ama istanbul'da evimize uzak bir işti. yol parası belimizi büküyordu. işe gidip gelebilmek için o sebeple maaşı alır almaz önce aylık abonmanlığımı yapıyor, geri kalan parayla da geçindirmeye çalışıyordum evi.

    bir gün sevgilim ben yokken evde kaza geçirmiş. düşmüş. eve gelince onu yerde görünce deliye döndüm. direk hastaneye götürdüm. maaşın yarısı sağlık güvencemiz olmadığından hastaneye gitmişti. allahtan akbil olayını önceden halletmiştik. zar zor idare ettik. bazen de eşya satıyorduk. hamilelikte masraflar artmıştı. muayeneler, ekstra vitaminler ve bebeğimize hazırlık alışverişleri. maaşım yetmiyordu. beyaz eşyalardan bazılarını satmıştık.

    maaşı aldığım gün sevgilimi hastaneye götürmek gerekti. karnından bir iğne olması gerektiğini söylediler. gerekli imiş. olalım o zaman gerekliyse dedik. iğneyi oldu. gerekli testler yapıldı. oysa bu şey çok pahalı imiş. tüm maaşım gitmişti. kalanı için de senet yaptılar. ne yemek için ne de akbil için 5 kuruş kalmamıştı. kira, faturalar... hiçbir şey için paramız kalmamıştı. arkadaşlarımız zaten öğrenci idi. kimsede para yoktu. üstelik akbil abonmanlığını yapamazsam işe de gidemezdim. işe gidemezsem işten atılırdım ve büsbütün mahvolurduk. akbilimi muhakkak doldurtmam lazımdı.

    o ara internette bir siteden bir üyeyle konuşuyordum. durumumu anlattım. istersem yardımcı olabileceğini söyledi. nasıl olacağını sordum, hamile bir kadınla yatma fantezisi olduğunu söyledi, eğer sevgilimle yatarsa iyi para vereceğini söyledi. kızdım, bağırdım çağırdım ama başka çarem olmadığını söyledi. bekleyeceğinden bahsetti. o ara ben orayı burayı tekmelerken sevgilim geldi. akbili dolduramayıp işe gidemezsem hayatımızın bir daha düzelmeyeceğinden bahsetti. dünyaya bir çocuk getirecektik. üstelik hem borca girmiştik hem de o ay geçinmek için paramız kalmamıştı. ağlaya ağlaya bunu yapmamız gerektiğinden bahsetti. hiçbir çıkar yol kalmamıştı. mecburen internette o üyenin teklifini kabul ettim. bize geldi. parayı verdi. evden tam çıkacaktım ki bana pis bir gülüş attı. dayanamadım, ekmek bıçağını kaptığım gibi sapladım gövdesine. polisler gelmeden evvel de hemen uyandım allahtan. yoksa hem sevgilimi hoplatacaklardı hem de hapse girecektim lan.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap