4 entry daha
  • türkiye'de yazar olmak;

    küçük bir otelde sıkıştırılıp vahşice katledilmektir,

    henüz yayımlamadığınız kitabın toplatılmasını hapishaneden izlemektir,

    aşık olduğunuz ülkenizin terörün, vurguncuların, yobazların, çıkarcıların kıskacında inlemesine dayanamamanın cezası olarak bombalanmaktır,

    faili meçhullerden olup adınızın bir bulvara verilmesidir,

    şimdi rahatça konuşulabilen iç meselelerin gerçek yüzünü bir kaç sene önce kaza bela söylediğinizde ölüm tehdidi almaktır. ceza mahkemelerinde sürünmektir. aldığınız nobel'in hiç bir hükmünün olmamasıdır,

    kelli felli adamların kurşununa kurban gidip bulutlar üzerinde onların henüz onyedi yaşında bir çocuk olduğunu öğrenmektir,

    ülkeyi kasup kavuran darbe fırtınasından en çok nasibini almaktır. işkence görmektir. 20 yıl sonra değişen kanunlara güvenerek açtığınız mahkemenin reddedilmesidir. anayasa değişikliğinin, "darbe anayasasını değiştireceğiz!" palavrasından ibaret olduğunu birinci elden anlamaktır,

    küçük bir otelde sıkıştırılıp vahşice katledilmektir.

    düşünmenin suç olduğu, ifade edebilmeninse mümkün olmadığı bir ülkeydi canım ülkem. verilen bunca kurbandan sonra geldiğimiz şu noktada hala geleceğe umutlu bakabilmenin ne kadar zor olduğunu gösterir bize. ehemmiyeti var mıdır bilinmez ama biraz daha demokratik ve özgürlükçü olabilmek için bu ülkenin, bir bu kadar daha özveri göstereceğine eminim. işte tek teselli budur.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap