attila jozsef
-
annem
fincanı aldı iki elinin arasına
bir pazar günü akşamüstü
dudaklarında hafif bir gülümseme
öylece oturup kaldı alacakaranlıkta –
getirdi küçük bir tencereyle
akşam yemeğini beylerin evinden,
yattık ve ben düşündüm beylerin
büyük bir tencereyle yiyeceklerini –
annemdi, ufak tefek, öldü erkenden,
erken ölür çamaşırcı kadınlar çünkü,
titrer ayakları taşıdıkları yükten
ve ağrır ütü yapmaktan başları –
dağ isterse işte çamaşırlar
sinirlerini dinlendirmek için bulutlarla
işte buhar ve hava değiştirmek isterse
çamaşırcı kadın için işte çatı –
görüyorum onu, elinde ütüyle kalakaldı.
inceydi vücudu kırılacak kadar
daha da ince oldu kırınca sermaye –
çalıştırın kafanızı emekçiler –
boynu kıvrıldı çamaşır yıkamaktan,
bilemedim ne kadar genç olduğunu,
temiz önlükler kuşanırdı düşlerinde
selâmlardı onu postacı o zaman.
türkçesi: kemal özer – edit tasnadi
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap