7 entry daha
  • annem

    fincanı aldı iki elinin arasına
    bir pazar günü akşamüstü
    dudaklarında hafif bir gülümseme
    öylece oturup kaldı alacakaranlıkta –

    getirdi küçük bir tencereyle
    akşam yemeğini beylerin evinden,
    yattık ve ben düşündüm beylerin
    büyük bir tencereyle yiyeceklerini –

    annemdi, ufak tefek, öldü erkenden,
    erken ölür çamaşırcı kadınlar çünkü,
    titrer ayakları taşıdıkları yükten
    ve ağrır ütü yapmaktan başları –

    dağ isterse işte çamaşırlar
    sinirlerini dinlendirmek için bulutlarla
    işte buhar ve hava değiştirmek isterse
    çamaşırcı kadın için işte çatı –

    görüyorum onu, elinde ütüyle kalakaldı.
    inceydi vücudu kırılacak kadar
    daha da ince oldu kırınca sermaye –
    çalıştırın kafanızı emekçiler –

    boynu kıvrıldı çamaşır yıkamaktan,
    bilemedim ne kadar genç olduğunu,
    temiz önlükler kuşanırdı düşlerinde
    selâmlardı onu postacı o zaman.

    türkçesi: kemal özer – edit tasnadi
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap