4815 entry daha
  • ben bu takımın taraftarıyım.

    çiftçilikle geçinen bir ailenin istanbul'da okuyan; cebine kıt kanaat geçinecek kadar para girmesine rağmen futbolda iç sahada maç kaçırmayan, elinden geldiğince deplasmana gidip takımına destek olmaya çalışan, başta basketbol ve voleybol olmak üzere bayan, erkek farketmeksizin amatör branş kovalayan birisiyim.

    tarif edilmeyecek bir bağlılığım var bu takıma karşı.

    gribim, hava buz gibi. evde yorgan döşek yatıyorum. haber veriyor arkadaşlarım; 30 ocak 2011 fenerbahçe trabzonspor maçı için pankart boyanacak. hasta yatağımdan kalkıp koşa koşa gidiyorum. burnum akıyor, selpak bitiyor. dalga geçiyor arkadaşlarım. sabaha karşı bitiyor boyama. eve gidiyorum.

    ertesi gün koreografi var. hani şu bi sikten haberi olmayıp taraftarım diye geçinenlerin tabiriyle karton dizme. 3 - 4 saat uyuyup tekrar çıkıyorum evden. çıkmadan önce de montumun cebine bir rulo tuvalet kağıdı koyuyorum, stada gidiyorum.

    başlıyoruz karton dizmeye. eldivenleri, şapkaları paylaşıyoruz soğuktan korunmak için. beşer dakika takıyor herkes eldivenleri ve şapkaları.

    burnum akıyor, ruloyu çıkarıyorum. gülüyor arkadaşlar. birisi kızacak gibi oluyor. "oğlum madem hastaydın, neden geldin?" diyor ama o da gülmeye başlıyor cümlesini bitirince. gülüyoruz hep beraber.

    neler yapmıyoruz ki fenerbahçe aşkından?

    beşiktaş deplasman bileti kuyruğunda polisin* akıl almaz müdahalesine* maruz kalıp dizimden sakatlanıyor, "doktora gidersem ameliyat der; takımıma destek veremem." düşüncesiyle ligin bitimine kadar sakat dizimle tribün kovalıyorum.

    öyle bir sevda ki 9 nisan 2011 eskişehirspor fenerbahçe maçına gidebilmek için cebimdeki son 100 lirayı evden para gelene kadar aç kalmak pahasına bilet ve yol parasına veriyor, deplasman otobüsüne 10 kuruşla biniyorum.

    14 haziran 2011 fenerbahçe ü. galatasaray cc maçına gidebilmek için 2 tane finale girmiyorum mesela. okul uzuyor haliyle.

    sadece ben miyim?

    12 aralık 2010 ankaragücü fenerbahçe maçı için kar kış demeden ankara'ya gidip bilet fiyatlarını protesto eden, maçı izlemeyip geriye dönen tanıdıklarım var.

    ileri derecede astım hastası olan, 10 temmuz 2011 fenerbahçe taraftar yürüyüşünde polisin biber gazıyla müdahale edeceğini bile bile köprüye yürüyen arkadaşlarım var.

    bilet kuyruğunda bekleyen bizlere "şu gerizekalılara bak" dercesine bakan yüzlerce insan varken elini tuttuğu dedesine "büyüyünce ben de bu abiler gibi sıraya gireceğim." diyen çocuklar var.

    okuldan atılmak pahasına sınavlarına girmeyen, okulunu 3 4 sene uzatan tanıdıklarım var.

    ama olduğu halde taksim'deki gösteriye katılan tanıdıklarım var.

    düşecek diyorlar, şike yaptıysa düşsün.

    gözden kaçan ya da görmezden gelinen şeyler var ama.

    fenerbahçe spor kulübünün başkanını, 2 tane yöneticiyi, 1 tane teknik personeli içeriye almışlar. yeni transfer edilen 2 tane futbolcu sorgulamak üzere içeriye alınmış, içeride ne olduğu belli değil. futbolcularının bir tanesi daha maça çıkmadan ülkeden kaçarcasına başka bir takıma transfer olmuş. eski galatasaraylı, eski beşiktaşlı futbolcular içeriden çıkıyorlar, işkence yapıldığını, iddianameleri bu şekilde kabul ettiklerini söylüyorlar.

    şu fotoğrafa detaylı baktığında anlaşılır ne demek istediğimi işkence konusunda:
    http://www.fenerbahce.org/…/2011-07-02_sezer446.jpg

    yandaş medyada yazan 2 - 3 kişinin borsada manipülasyon yarattığı ve fenerbahçe hisselerini düşürdüğü, düşen hisseleri hükümet yanlısı bir grubun satın alındığı iddiaları var. ki bu şirket uzun vadede yatırım yapabilecek potansiyele sahip bir şirket. lafı götünedn anlayacak olanlar için konuyu açalım.

    hisseler dibe vurmuş durumda şu an. 3 - 4 sene sonra şu anki fiyatının 4 - 5 katına çıkabilir ki fenerbahçe türkiye'nin en başarılı 3 kulübünden birisi ve bu durumda başarı geldiğinde hissenin ederinin artması kaçınılmaz oluyor.

    yukarıdakiler tarafından aziz yıldırım'ın nato ihalesine girmemesinin istendiği, onun buna itiraz ettiği, bu itiraz sonrasında bir zıtlaşma yaşandığı, zıtlaşmanın şu anki konumu yarattığı iddiaları var. ki nato müteahiti olarak bilinen serdal adalı'da kupa finalinde şike yaptığı iddiasıyla alındı içeriye.

    genelkurmay başkanının ve üç kuvvet komutanının hükümet zoruyla istifa ettirildiği bir ülkede yaşayan ben, bu iddiaların gerçeklik payının var olduğunu düşünüyorum.

    gazeteler şike ile ilgili bir sürü iddiada bulundu. bu iddialar gerçekmiş gibi halka lanse edildi. peki yukarıda bahsettiğim şeylerden neden pek fazla bahsedilmedi? neden bu iddiaların da üstüne gidilmedi?

    ben fenerbahçe taraftarıyım arkadaşım.

    şike ile geldiyse bu şampiyonluk bize; ben kabul etmiyorum. sınavına, labına girmeyen, işine gitmeyen, maç saatinde kepenk indiren, fenerbahçe'yi gönülden seven, cebindeki son kuruşu veren gerçek fenerbahçelilerin de kabul edeceğini düşünmüyorum.

    düşürsünler.

    ya delil yoksa?

    delil konusunda bir çok iddia ortaya atıldı, hiçbirisi çıkmadı piyasaya.
    ümit karan poşetle para aldı dediler, poşette saat olduğu anlaşıldı. emenike'nin para sayma görüntüleri var dediler, görüntüler piyasada yok. korcan'ın ablasına araba aldığı söylendi, korcan'ın ablası yok.

    düşürecek delil bulamazlarsa eğer bu iddiaların doğru olma ihtimali daha da artmayacak mı? o zaman ne olacak?

    edit: link.

    hay amına koyayım. insanların gözü o kadar kör ki her bi sike açıklama yapmak gerekiyor.

    3 satır yukarıdaki yazıyı aynen kopyalıyorum:

    ben fenerbahçe taraftarıyım arkadaşım.

    şike ile geldiyse bu şampiyonluk bize; ben kabul etmiyorum. sınavına, labına girmeyen, işine gitmeyen, maç saatinde kepenk indiren, fenerbahçe'yi gönülden seven, cebindeki son kuruşu veren gerçek fenerbahçelilerin de kabul edeceğini düşünmüyorum.

    düşürsünler.
49564 entry daha
hesabın var mı? giriş yap