• bir kere başlangıcı yanlış: herkes en parlak ve güzel etiketleriyle amfiye salınıyor. kendine en yakın parıltıdan insanların yanına gidiyor. bu şartlanmış "kendime en yakınını bulmalıyım" düşünceleri içerisinde, insanlar en sık şunu göremiyor: zorlamamak gerek, olmayınca olmaz.

    üniversitede yaptığınız her hareket, söylediğiniz her söz, okuduğunuz her kitap, dinlediğiniz her grup, saçınızdaki her renkli saç teli "ilgi çekme çabası" veya "etiket" olarak görünüyor. çünkü insanlar sizin lise döneminize denk gelen "gelişme sürecinizi" göremediklerinden, sahip olduğunuz-benimsediğiniz-doğal her hareketi yapay sanıyor. lisedeki arkadaşlarımın hiçbirinin yapmadığı şey buydu. ve yapay sanılmaya çok açık olan bir doğal-saf-kendi dünyam varmış, bunu fark ettim.

    çevrenizdeki insanlar o kadar zalim olabiliyor ki tüm bunların karşısında şaşkınlıkla duruyorum. gülümsemem kırılıyor önce. küfür eder gibi seviyorlar. yok, aslında sevmiyorlar. seven insan, seven arkadaş gerçekten bunu yapmaz. farkında değiller, ama sevmiyorlar. sevmeleri gerekiyormuş gibi bir vicdani sesleri var. ve o sesin dışında da gerçek hisleri ortaya çıkıyor. insanların kötülükleri ta şurama batıyor. bunları hak etmiyorum ki. bu oyundan nasıl çıkabilirim. birisi kapağı açabilir mi. acil çıkış yapmam lazım bu uzay mekiğinden.
228 entry daha
hesabın var mı? giriş yap