avrupa'daki ekonomik krize sevinmek

• geçenlerde ulusal gazetelerin birinde haber çıkmış. isveç'in üzerinde kara bulutlar gezinmekteymiş. nedeni ise beşinci kez gelir vergi indirimini yapamamasıymış. hükümet kanadı 2006 yılından beri dört kez gelir vergisinde indirime gitmiş ama avrupa'daki kriz gözlerini korkuttuğundan ne olur ne olmaz diye şimdilik bir indirimi ertelemişler.
  
  haberin altındaki yorumlar beni benden aldı. 'tembeller sömürdünüz şimdi sıra sizde, aaaa noldu çöküyorsunuz, artık yeni güç biziz, bizim birliğimize girmek için başvurun artık' gibisinden ipervolik yorumlar boy gösteriyordu. halkımız malum el sikiyle gerdeğe girmek atasözünün patentine sahip olduğundan kendi başarısıyla övüneceğine başkasının başarısızlığına sevinir. böyle de dost, sıfır soruncu bir halkızdır. ama farkedemedikleri bir şey var bu güzel 'ama ekonomi güzel gidiyor yaaa' diyen fakirlerin. isveç'te 'insan' olman bile devletten maaş alman için geçerli bir sebeptir. öğrenci, çalışan, özürlü, gazi veya işsizlik sigortasından yararlananı geçtim. direk insansan sana belli miktar para bağlarlar ki bu senin emeklinin aldığı maaştan daha insancıldır. kaldı ki isveçli işsizler 4000 tl karşılığına kadar maaş alabilirler işsiz kaldıkları sürede. isveçli sıradan bir adam türkiye'ye tatile geldiği zaman tahminen türkiye'den araba alabilecek parayı ezerse, ona koymaz. sıradan bir türk ise 5-6 sene yemeden içmeden çalışınca bir araba alabilir.
  
  benim gözüme isveç'te bir problem görünmedi diğer avrupa ülkeleride baş gösteren kriz gibi. italya, yunanistan, ispanya, portekiz gibi... ama demeden edemeyeceğim, ben hayatımda türkiye'de herhangi bir vergide indirime gidildiğini görmedim. içimden geçirdim, keşke bir kere sadece hayatımda bir kere devletim çıkıp dese ki artık iletişim çağındayız, faturalar bile internetten ödeniyor bu yüzden internetteki lüks sıfatındaki vergileri kaldırdık. keşke vergi indirimi yapsa, halkının gelirini düşünse, yaşam standardını yükseltse, çalışma saatlerini işçi kısmını da düşünerek düzenlese, eğitimi tamamen parasız sunsa, ders kitaplarını avrupa'daki gibi ücretsiz bir şekilde öğrenciye verse de kriz olsa. inan hiç sorun değil. o zaman ülkem için daha gönülden çalışırım, daha çok bağlanır, daha çok severim. ama bunları yapmadan dahi sadece iktidar yandaşlarının sömürmesiyle ironik bir şekilde durmadan krize girip çıkan, dünyadaki her kriz haberinde paranoyaya bağlamış insanlara sahip bir ülkem var. bu sevindirikliği krizin buradan henüz tam anlamıyla hissedilmemesine bağlıyorum. ama bazılarının bilmesi gerekir ki böyle giderse o kriz dışa bağlı, diş ticaretinin büyük bölümü avrupa'ya ihracat yapma üzerine odaklanmış türkiye'ye elbet gelecek.
  
  yunanistan'la dalga geçenlere alıştık. neymiş avrupa'ya sırtını dayamış, artık siesta bitmiş. tamam avrupa'ya sırtını dayamış da gasp mı etmiş? avrupa salak olmasaymış, hem bize ne oluyor sanki bizim merkez bankasından aldı yardımları. kaldı ki genç bir yunan iş bulamazsa basar gider almanya'ya, hollanda'ya, isveç'e, lüksemburg'a ona sınır yok ki niye siestası bitsin. 8 saat mesai saati olan ülkesinden 5 saat mesaisi olan malta'ya geçer. schengen antlaşması onun emrinde, sanıyor musun senin gibi hapis sınır kapıları içerisinde? sanıyor musun vizesiz gidebileceği ülke yelpazesinde senin gibi sadece afganistan tarzı süper ülkeler bulunuyor? sen daha hala vize muafiyetini kaldırmaktan aciz, köpeğin önüne kemik atar gibi 'vizeyi kaldıramadık ama belgeleri azaltacağız' diyebilen siyasetçilere sahipsin. biliyor musun kıçı kırık krizdeki yunanistan, kriz başladıktan sonraki ilk nisan ayında amerika'yla vizeleri kaldırdı. hani şu senin müttefikin sayılan amerika'yla. kanada, avusturalya, norveç, finlandiya... gider bir dil öğrenir hayatına sıfırdan orada başlar okulu bitince, çok mu zor? böyle tipler kendi hallerine ağlayacaklarına, kıçı ferahta olan heriflerle dalga geçmeye çalışıyorlar. yarın sınırları açsak genç nüfustan asgari ücrete yakın tam zamanlı kölelerin oranında yüzde kaçlık bir düşüş yaşanır, o dalga geçenlerin kaçta kaçı gider bu diyardan? ama nedense böyle tatmin oluyorlar işte.