19 entry daha
  • hatalı olarak kedinin %50 ölü %50 canlı olma şansı vardır şeklinde yorumlanarak kuantum mekaniğine ait rastlantısalllığı ve üstüste binme durumu, gözlemciye ait bilgi eksikliğine bağlanan deney. eğer öyle olsaydı schrödinger atomdu silahtı uğraşmaz, iki toptan birini çeker, bakmadan kutuya atardı. misal siyah top kedinin ölümüne yolaçacak olsaydı gene kedinin hayatta olma olasılığı %50 olur, kuantum fiziğine gerek kalmazdı.

    sorun, gözlemlerimiz ile şahane uyuşan (nedense) kuantum öncesi fizik algılarımızla kuantum mekaniğine ilişkin anlatıları kavramaya çalışmaktan kaynaklanıyor sanırım.

    efendim deneyin anlattığını kavrayabilmek için bundan önce tüm öğrendiklerinizi bir kenara bırakıp, kainatın sizin mantığınıza uygun çalıştığı önyargısından kurtulmanız gerekir - en azından bir süreliğine.

    deneyin özü şudur efendim; bahsi geçen atomun yarı ömrü kadar süre geçtikten sonra, atom için "ya bozunmuştur ya da bozunmamıştır" diyemezsiniz. deneyi bin kere tekrar edip bir istatistik çıkartabilirsiniz mesela lakin istatistik için atoma bakmak gerekir ve atoma bakmak, varolan durumunu bozmak demek olur. yani sorun her zamanki gibi çok küçük enerjili bir parçacık ile kainatın geri kalanı arasında parçacığın durumunu bozmadan bilgi alışverişi kurmakta. lakin bu alışverişin sağlanamaması ile beyaz topu mu siyah topu mu çektiğimizi bilemememiz aynı şey değil; en temelinden matematik olarak aynı şey değil.

    (kritik cümle geliyor) atomun ya da parçacığın, kuantum fiziğindeki modeli olan dalga fonksiyonunu çökertmeden, durumu hakkında bilgi sahibi olmak mümkün değildir ve bu imkansızlık, parçacığın gözlemlenmediği - yani kainatın geri kalanı ile bilgi alışverişi kurmadığı - süre boyunca sahip olduğu doğası gereği iki halde birden bulunmasını gerektirir. dış dünya ile iletişmeyen parçacıklar küçük sarı bilyeciklerle değil olasılık fonksiyonları ile modellenirler.

    peki ya kedi? kedi figürandır efendim. la fontaine'in kargası gibi.
334 entry daha
hesabın var mı? giriş yap