7 entry daha
  • "ehehe 3 olmadan evinizdesiniz, mesai öğlen bitiyor işte" diyen mallarla cebelleşmek zorunda olmaktır.

    o 3 dediğin saatten sonra öğretmenin yapması gereken işlemler mesaiden sayılmaz bu mallarca.

    yazılı hazırlama, yazılı okuma,proje-performans ödevleri okuma (ki bana proje-performans ödevleri adetle değil kiloyla gelir), zümre,şök,plan,ridef,adey,rita,iks,sınıf rehberlik evrakları,kulüp evrakları,toplum hizmeti,stratejik eylem planı,belirli gün ve haftaları planlama uygulama,veli toplantı davetiyeleri,toplantı tutanakları,öğrencilerin okudukları kitapların raporları,milli eğitimin verdiği rezil kitaplar birşey kazandırmadığı için çalışma kağıtları hazırlama,dyned uygulaması ve raporları ve arada meb ve okul müdürlüğünün istediği tonla evrak.
    "bunları kim uyguluyor yea" diyenlere sesleniyorum. ben bunların harfiyen uygulandığı bir okulda görev yapmaktayım.

    bunlar mesaiden,işten sayılmıyor mu?
    mesela bir nufus memurunun işi evraktan ibarettir.
    bizim işimiz de ders+evrak ile doludur.

    "öğretmenler 30 saat çalışıyor gerisi yatış" sanıyorsanız ve gelip burada bu yönde fikir beyan ediyorsanız "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak" tabiri sizler için yaratılmış demektir...

    ve öğretmenlik bu kadar muhteşemken(!) sizce neden bütün öğretmenler yaz tatili olmayan, 8-5 mesaisi olan okul idareceliği için can atarlar sizce? ders+evrak yükünün ağırlığından olabilir mi?

    evet öğretmen camiasının içerisinde ne yazık ki hala dinozorlar bolca bulunmaktadır.
    ve bu dinozorlar genelde merkez okulları ele geçirdiği için gözünüzün içine onlar sokulmaktadır devamlı.

    ama onlara sallayacağım derken sobalı,derme çatma köy okullarında dişini tırnağına takan,gerektiğinde ücret beklemeden ders bitimi de okulda kalan , hayatı köyden ibaret olan öğrencilerin dışarıdaki kocaman dünyanın hayallerini kurmaları için didinen öğretmenleri de harcamak nedir acaba?

    keşke az daha eksik okuyup öğretmen olsaymışsınız hepiniz.
126 entry daha
hesabın var mı? giriş yap