1 entry daha
  • fıransızların "prosodie"sinin karşılığı olarak kullanılan, kökeni "bürümek", "bürünmek" eylemlerine dayanan türkçe sözcük... sözlüklerde şöyle tanımlanır : "bir koşuk bestesinde hece vurgularının müziğin vurgu ve yükselişleriyle iyice uyuşmuş olması ve bu yoldaki kuralların tümü" (orhan hançerlioğlu, "türk dili sözlüğü", remzi kitabevi, 1995; s. 114).

    "bürün" sözcüğünün, öyle rüyalara girecek kadar zor olmayan kökenbilimsel (sizin anlayacağınız "etimolojik") açıklaması da şudur : söz ile müziğin iç içeliği, sözün müzikle (müziğin sözle) neredeyse ayrılamayacak ölçüde "bir" [*] olması, birbirine "bürünerek" örtüşmesi, dolayısıyla da birbirini ezmeden doğal bir uyum oluşturması...

    fikret kızılok, bülent ortaçgil, mazhar fuat özkan, özdemir erdoğan, cem karaca, özellikle 1985 öncesinde barış manço, türk dilinde bürün uyumunun başarılı örneklerini vermişlerdir.

    [*] yanlış anlaşılmayı önlemek adına belirtmeliyim ki, "bürün" sözcüğünün kökeni "bir" değildir. yukarıdaki "bir"i, "yek-vücûd"u çağrıştırsın diye kullandım. "bürün"ün kökeni "bür"dür.

    *

    ekleme : "bürün", eylem sözcüğü olarak algılanıyor anladığım kadarıyla; eylem değildir o, addır. türkçede bulunan "-un", "-ün" eklerinden türetilmiş bir ad : "oyun", "sorun" ya da "dördün", "ödün" gibi...
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap