6 entry daha
  • kişilik özellikleri uyuma dönük değilse, esneklikten yoksunsa bir bozukluk vardır diyorlar ve bu bozuklukları çeşitli adlar altında uzun uzadıya akıllı işiymiş gibi incelemekten zevk alıyorlar.
    uyuma dönük değilseymiş...ne demek lan bu cümle? şimdiye kadar hep uyumlu olabilmek için çalıştık çabaladık, büyüklerimizi dinledik, küçüklerimizi sevdik, manyaklaşan birine karşı empati yapıp o nu anlamaya çalıştık da ne oldu? olanı söyleyeyim canlarım: birey olmaktan çıkıp sürüde ki her hangi bir canlı olduk. aynılaştırılmaya çalışılan her hangi biri! ne acı dimi her hangi biri olmak. bence kıyamet bu! ondan demişler kendi kıyametini kendi hazırlar insan diye. aynılaşan insan, kıyameti yaşar! herhangi biri olmak bildiğiniz ya da düşlediğiniz kıyamettir beni anlayabilen, anlamak için çaba sarf eden dostlarım.
    kıstas belli; uyum sağlanmıyorsa bozuksun, çık dışarı. herkesi birbirine uyumlayan programı kabul etmiyorsa senin bünyen, hastasın kısa ve net. kurtulmak için terapi alıp sosyalleşmen ve sırf insanlarla uyumlu olabildiğini gösterebilmen için çalışman, evlenmen, çocuk doğurman, baba olman, kendi haricinde birine hizmet etmen gerekir. bunları yaparsan süper uyumlu süper insansın dostum, ne mutlu sana! bakmayın böyle atıp tuttuğuma; birine hizmet etmiyor oluşum, yine birinin boynumu eğdirecek laflarına maruz kalmayışımdan ve bunlara duyduğum özlemden de kaynaklanıyor olabilir bu saçmalamalarım:) ama soruyorum, herkes tarafından her eve lazım olan biri olarak kabul görmek şimdiye kadar bana ne kattı? benim burdaki karım ne oldu? vaz geçiyorum dinlenen, sevilen, uyumluluğuyla göz kamaştıran, fikirleriyle ufuk açan, dertlere çare olacak laflar eden, çocuklarla ilgilenip, yaşlılarla sohbet edebilen, yaşıtları arasında aranan kişi gibi kabul gören sıfat tamlamaları olmaktan. sizlerin yüzünden asıl beni unuttum be. belki ben kötü bir insan olmaktan zevk alıyorum, belki hödük olup düşünmeden konuşabilen insan bana göre en yücesi, belki doktorun masasına gidip kibarca durumu anlatmaktan çok kabaca: söyle ulan demeyi istiyorum. neden herkes herkesi pişirme sevdası içinde anlayamıyorum dostlarım. neden herkesi herkesle aynı potada eritme derdindeler bunu da anlamıyorum. kadın erkek ilişkilerine şimdilik girmiyorum ama bu konu da başlı başına bir dert unsuru.

    sigmund freud psikoanalitik kuramları çıkarmış dizmiş önümüze. peki ya sonra demezler mi adama? yahu yaşamaktan çok hep 'olmaya' çalışıyoruz. bi olmak durumu var ama kimse ne olduğunu tam olarak bilmiyor, bilse de kendini kandırma yöntemlerinden başka bir şey değil.
    şizotipal kişilik bozukluğu diye bir şey atmışlar ortaya neymiş efendim kişinin duygu, düşünce ve davranışlarının birbirinden bağımsız olarak savrulmasıymış. lan biriniz de dahi bu hastalıktan yoksa kendimi diri diri yakarım be. ne hastalığı, hastalıktan ziyade çeşitliliktir bu şizotipal kişiler. insandırlar lan. öğretilenleri, bildiklerini, araştırdığını, düşüncelerini davranışlarına katabilen ya da katamayan diye hastalık mı olur alaşkına. kimisi bilir uygulayamaz (çoğumuz gibi) kimisi yapar durduramaz ah hahahah ha biraz komik oldu ama öyle.

    borderline hastalığı ise tüm haftanın günlerinde farklı karaktere bürünmekten başka bir şey değil. yaşam bir tiyatroysa borderline hastaları en iyi oyunculardır derim.

    narsist kişilik bozukluğu var mesela: mesela ben de biraz narsistim, kendimin çok önemli biri olduğum düşüncesini çoğu zaman korurum. kronikmiş bu hastalık üstelik, tedavisi yok denilebilir yani. beğenilmekten zevk duyarlarmış. doğru söze kim yalan der ki. peki kim beğenilmemek ister? onaylanmaktan zevk almaz? hem bu kişilik bozukluğunda olan insanlar pek de mutsuz değillermiş. ben de diyorum ulan nedir bu sebepsiz mutluluğumun sebebi. meğer hastalıktan ileri geliyormuş.

    obsesif kompulsif de var ben de: yapılan işin geneline,sonucuna, amacına bakmaktan çok aralardaki ayrıntılara bakmaktan kafamı kaldıramam. (her hastalığa adımı yazmaktan da büyük zevk aldım bu arada)

    mesela kişilik çizgileri ve nitelikleri egosintorik olan insanlar var aramızda. kim mi tabi ki ilk örnek olarak kendimi göstereceğim. ne demek bu açıklayayım da tam olsun: kişinin normal dışı davranışları kendisini rahatsız etmez, tersine haz verir. var mı aksini savunan aranızda. zaten rahatsızlık duyan ister istemez değişir arkadaşım.
    daha fazla uzatıp da hepimizin birilerine göre hasta olduğunun delillerini daha fazla dökmek istemiyorum. şimdilik bu kadar hastalık size yeter. hadi bakalım koşun oynayın doktorlarınızla.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap