6 entry daha
  • sensizlik tam yüz gün önce burada başladı. aynı yerde oturuyorum hala. ev soğuk ve sessiz. ışıkları da açmıyorum sen gittiğinden beri. elimde bir kadehle; seni unutmaya çalıştım akşamlarda. olmadı. rüyalarımda sen vardın her gece. uykudan uyanıp seni aradım yanımda. bıraktığın eşyalarına baktım dakikalarca. anılarınla yaşadım. tam yüz gün.

    ama bu akşam elim gitmedi kadehlere. bugün farklı hissettim kendimi. gitmeliydim. senden, seninle ilgili her şeyden uzaklaşmalı, geçmişi yakmalı ve her şeye yeniden başlamalıydım. yerimden kalktım ve banyodaki aynanın karşısına geçtim. en son aynaya baktığımdan beri yaşlanmıştım. yüzümdeki çizgiler biraz daha belirgindi artık. ama hazırlanmak, yenilenmek vaktiydi. duşa girdim...

    birkaç günlük eşya almak lazım gelirdi, sonunu bilmediğim bir yolda konaklamak için. belki de arka koltukta uyurdum. plan yapmıyorum bu akşam. beklentim yok iyi veya kötü. tek isteğim seni unutmak. bir iki parça kıyafetimi ve diş fırçamı çantama koydum. hazırdım artık gitmeye...

    - seni evde bıraktım. kapıyı da üstüne kilitledim ve birkaç gün gelmiyorum. umarım döndüğümde gitmiş olursun.

    arabaya yürüdüm, çantamı bagaja koydum. torpido gözünden beraber hiç dinlemediğimiz bir cd çıkardım.

    road to hell başlarken ben de yola koyuldum yavaştan. hava birkaç saat önce kararmıştı. küçük şehrimden ayrılırken son defa aklıma geldin. farların aydınlattığı virajlı yollarda kendime geldim artık. özgürdüm ben. people are strange çalarken ıssızlığın ortasında bir benzin istasyonuna geldim. uzak tepelerde belli belirsiz birkaç ev ve sokak lambası dışında ışık yoktu. benim dışımda başka müşteri de yoktu. arabadan çıktım. serin bir esinti vardı, benzincinin seyrek ve loş spotlarının altında...

    depoyu doldururken aklımda geçmişe ait hiçbir şey yoktu artık. nereye gidebilirim diye düşündüm. aklıma izmir geldi...

    saat gece yarısına yaklaşıyordu. artık izmir'e geldim sayılırdı. şimdi bundan sonrası için küçük bir plan gerekliydi:

    - otele mi yerleşsem, yoksa serkan'ı mı arasam?
    - uykum yok, en iyisi bir yerlere gitmek olur...

    uzakta kendisini fark ettim. saçları siyah ve düzdü, küt kestirmişti. bir an göz göze geldik. hayran bırakan güzellikte bir yüzü ve açık renk gözleri vardı. sonra ikimiz de bakışlarımızı farklı yönlere çevirdik. bir yandan teoman'a eşlik ederken, diğer yandan onu görmeye çalışıyordum. gidip konuşmamın imkanı yoktu. zaten konuşacak ne yeteneğim ne de tecrübem vardı. iki lafı bir araya getiremeyip bir de rezil olurdum. arada bir benim olduğum tarafa doğru dönüyordu ama bana baktığından emin değildim. bir iki defa daha göz göze geldik. rahatsız olmamıştı bakışımdan. biraz daha bakıştık. gülümsedim. o da gülümsedi ve başka yöne döndü.

    sadece bakışıyla, hafifçe gülümsemesiyle mutlu etmişti. geldiğim onca yola değmişti işte. o zaman senin doğru kişi olmadığını anladım. bana bütün yaptıklarından sonra halen daha seni özlediğimi düşünüyordum ya, ne büyük aptalmışım...

    her şey bittiğinde saat gece 3'e yaklaşıyordu. keyifliydim. insanların içindeydim, teoman'ı canlı dinlemiştim ve güzel bir kız bana gülümsemişti. daha güzel ne olsundu. çıkarken vestiyer sırasında aynı kızla karşılaştık. ve o anda nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde konuşmaya başladık.

    montlarımızı aldıktan sonra birlikte yürümeye başladık. arabamı bıraktığım otoparka ayrılan yolun başında "istersen evine bırakabilirim" dedim. gülümsedi. olur manasında başını salladı. çok keyifli geçiyordu zaman. yol çabuk bitmesin diye özellikle yavaş gidiyordum. en sonunda gelmesin istediğim an geldi çattı...

    arabadan inmek üzereydi ki, "sahile gidelim mi" dedi birden. "olur" dedim. "neden olmasın?"

    bir süre de sahilde konuştuk. eski sevgililerden bahsetmedik hiç. sonra hava yavaştan aydınlanmaya başladı. birbirimize yaslanıp sessizce günün ağarmasını izledik. "kahvaltı yapalım" dedi.

    evindeki kahvaltının ardından; "yorulmuşsundur, istersen burada uyuyabilirsin" dedi. "beni otel bulma zahmetinden kurtarırsan çok mutlu olurum" dedim. uykusuz ama keyifli bir gecenin ardından kanepeye uzandım. huzurluydum. yanıma uzandı, sarıldı. ben de sarıldım. öylece uyuyakaldık...

    akşam üstü vedalaştık. ve evinden ayrılır ayrılmaz izmir'i en güzel haliyle bırakıp eve dönmeye karar verdim. bir günlüğüne de olsa çekip gitmek işe yaramıştı. uzun zamandır olmadığım kadar mutlu ve huzurluydum. ta ki eve gelene kadar...

    biraz önce gelmiştin. valizinin yanında kaldırıma oturmuş beni bekliyordun. o an sana tek bir şey söyleyebildim:

    - neden geldin?

    1. bölüm: (bkz: sevgiliyi otogarda karşılamak/#23556220)
    2. bölüm: (bkz: seni aldattım diyen sevgiliye söylenecek ilk söz/#26805562)
hesabın var mı? giriş yap