4 entry daha
  • the caretaker; james leyland kirby'nin geçmişe ayrı bir boyut kazandırdığı, kendi deyimiyle "haunting memories"i bir şekilde saklamaya çalıştığı projesi. geçen sene çoook çok eskilerin cazından popundan samplelar ve samplelarla yapılan oyunlar sayesinde yarattığı "an empty bliss beyond this world" albümü vesilesiyle tanıştık kendisiyle.

    "an empty bliss beyond this world", alzheimer tedavisinde yardımcı olması da düşünülen bir albümdü. takdir edileceği üzere, müzik hatıraların körükçüsü aura'nın en önemli parçalarından birisi; kirby'nin yapmaya çalıştığı yapay nostaljik aura'yla başka hatıraları da canlandırmaya çalışmaktı. ancak bu işte müzikal açıdan olmasa bile, "canlandırma" açısından bir garabet mevcut: hiçbir şekilde o caz-pop günlerinin aurası tamı tamına canlandırılamayacağına, dolayısıyla bu müzik de sadece o aura'ya öykünen ama o aura olmayan bir başka aura yarattığına göre; bu müziği dinleyenlerin anımsayacakları, kulaklarındakileri ilişkilendirecekleri, orijinal aura'nın canlandırması gerekenler değil de orijinal aura'nın kendisinin bir gölgesi olmaz mı (müziğin amaçsal farkındalıklarından gayrı)?

    yine de, alzheimer hastası olmadığım ve o caz-pop günlerini hiç bilmediğim halde, bu adamın müziği benim beynimde bir yerlerde asılı kaldı, görüntüleri es-geçemeden: sürekli sallanan ahşap bir pencere, beyaz, nadiren kıvrımlı perdeler, çok ara bir sokak, ufak, gürültüsüz bir meydan, sıkılmadan günlük muhabbetlerine devam eden orta-yaşlı amerikan kadınları.

    yani, demem o ki, müzik dünyanın en öznel dili.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap