29 entry daha
  • adler zengin bir ailenin çocuğu olarak viyana'nın bir banliyösünde dünyaya geldi. mutsuz çocukluğu hastalıklar, abisine duyduğu kıskançlık önemsiz ve çirkin olma, annesi tarafından reddedilme duygularıyla damgalandı. adler annesinden ziyade babasına kendisini daha yakın hissetti.daha sonra freud'un ödipal karmaşa tanımlamasını reddetti, çünkü bu teori tıpkı jung'da olduğu gibi kendi çocukluk deneyimlerini yansıtmamıştı. pek umut vermeyen bu başlangıca rağmen adler çok büyük azimle çalıştı ve büyürken arkadaşları arasında oldukça popüler biri haline geldi. bunun sonucunda, başkalarıyla birlikteyken ailesinde hiç bulamadığı kabul edilme ve kendine saygı duygusunu elde etti (orgler, 1965)
    başlangıçta adler kötü bir öğrenciydi. o kadar yeteneksizdi ki öğretmeni babasına bu çocuğun ayakkabıcı çıraklığı dışında hiçbir mesleğe uygun olmadığını söylemişti. ancak sabrı ve kendini adaması sayesinde adler sınıfın en kötü öğrencileri arasından yükselip en iyi öğrencileri arasına girdi. sosyal ve akademik olarak sahip olduğu olumsuzlukların ve aşağılık hissinin üstesinden gelebilmek için çok çalıştı, böylece birinin zayıflığını telafi etmesi gereğine ilişkin teorisinin bir örneği haline geldi.
    not:duane p. schultz/ sydney ellen schultz
    modern psikoloji tarihi kitabından alıntıdır. adler hakkında sayfalarca bilgiyi yine bu kitaptan bulabilirsiniz.
166 entry daha
hesabın var mı? giriş yap