5 entry daha
  • baslangicta utangac, cekingen ve supheci gelen ama sizi tanidikca canciger kuzusarmasina donusen, sinir komsusu hollandalilarin tersine sessiz sedasiz ama caktirmadan kendi hallerinde biralariyla patates kizartmalariyla cikolatalariyla mutlu bir dunya kurmayi basarmis insanciklar toplulugudur kendileri. hollandalilar belcikayla ve belcikalilarla ne kadar dalga da gecseler buradaki hayat onlara cok daha guzel gelir ve alisverise, yemeye icmeye, gezmeye ve hatta hastanede tedavi olmaya filan her firsatta belcikaya gelirler.
    belcikali aksamustu kosebasindaki mahalle pub'inda birasini icer (ya da duruma gore geneverinden kucuk mutlu yudumcuklar alir), hafta ici haftasonu demeden disarida yemek yer, bahar gelir gelmez kendini kafelerin teraslarinda sampanya icmeye adar, hatta mahalle pazarinda kurulan midye standlarinda bile ayakustu sampanyasini yudumlamaya devam eder. is gorusmeleri toplanti masasinda degil toplanti sonrasi birlikte gidilen 5-6 cesit yemegi 5-6 cesit sarabin takip ettigi konyakla sonlanan oglen yemeginin akabinde herkes kafayi hafiften (ya da cidden) bulmusken noktalanir. en ciddi is toplantilarinda bile kahve, cay yaninda sarap ya da bira ikram edilir (sabahin 9u bile olsa). hani icmek zorunda degilsiniz ama ikram edilmemesi ayiptir gunahtir. diyecegim keyfine duskundur belcikali. avrupanin samaroglani lakabini, avrupanin koylusu lafini yer yutar umursamaz bile cunku hayat belcikada o kadar doyurucudur ki belcikali disariya fazla aldiris etmez. gezmeyi tozmayi o kadar sevmez kendi ulkeciginde kendi kendine mutlu mutlu yasar gider.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap