581 entry daha
  • beni sürekli din odaklı bir tartışmanın içine çekmeye çalışan insanlar mevcut. bu bağlamda bana formspring üzerinden sorulmuş olan aşağıdaki soru ve verdiğim cevap pek çok insanın dinler hakkındaki görüşüm konusundaki merakını giderecektir diye düşünüyorum.

    "
    soru:

    islam'daki müsebbibu'l esbab üzerine yeterince düşündüğünü düşünüyor musun? hayat denen şu sınavda bir kopya olamaz mı bu? istediğin kadar ertele soruyu ama lütfen geçiştirmelik bi cevap verme.

    cevap:

    soru için teşekkür ederim sayın okur.
    lakin ben herhangi bir dinin içerdiği bir terim hakkında yorum yapabilecek yetkinliğe sahip değilim. benim sizin sorduğunuz konu hakkındaki söyleyeceklerim de kimseye bir şey katmaz diye düşünüyorum.

    ancak sırf bu sebeple sorunuzu cevapsız bırakacak da değilim. beni sürekli bu dinler ve inanış tartışmasının içine sürükleme çabasında olan diğer okurlar için de tatmin edici bir cevap olması için çalışacağım.

    sorduğunuz kavramı araştırdığımda islam inancındaki yaratıcı olan allahın sıfatlarından biri olduğunu görüyoruz. anlamı da "her şeyi sebepleriyle beraber yaratan. " demek. yani var olan her şeyi bir mekanizma içinde var eden. yağmuru, suyun buharlaşması yoğunlaşması döngüsü içinde yaratan allahtır diyor. (eğer bir şeyi atlıyorsam daha detalı bilgiyi bana mail atabilirsiniz) sanırım bu sorunun bana sorulmasının sebebi de benim sanatsal ve bilimsel kavramlar hakkındaki sözlerim.

    inananlar için var olan her şeyin allah tarafından yaratıldığını düşünmek ve yaratılanların da onun tarafında bir düzen içinde konumlandırıldığını bilmek iç rahatlatıcı olabilir. ancak benim gibi bilme arzusunun sınırı olmayan meraklı insanlar için bilmek bulmakla olur. ben varlığı kesin olarak belirlenmemiş tüm olguların kavramların maddelerin varlığından şüphe ederim.

    islamın gerçek din olduğu, bir yaratıcı tarafından insanlara bildirildiği bilgisinin doğru olduğunu kabul edersek;

    bugün budizm dininin 500 milyon inananı var
    katolik hıristiyanların sayısı 1,2 milyar
    yahudilerin sayısı 13,2 milyon
    şintoizm 119 milyon

    ve bu insanların sayısı gün geçtikçe azalmıyor, aksine sürekli artış gösteriyor.

    tüm bu insanlar aptal oldukları için gayrimüslim değiller. hepsinin hepimiz kadar düşünebilme hayatı ve evreni anlayabilme kapasiteleri mevcut. peki neden islamı seçmiyorlar. çünkü inanış bireysel değil toplumsal bir seçimdir. insan içinde olduğu çevreyle uyum sağlayan onunla kendini birlikte algılayan sosyal bir canlı. inanç da bu perspektiften bakınca dışarıdan gelen müdahalelere çok açık bir yönelim.

    bu noktada fikirlerini özgür kılmayı seçen her birey bence tek bir inanışa sahip olabilir. bu, evrenin nasıl var olduğunun henüz bilinemeyeceği inanışı. çünkü her dini inanış sahibi insan kendi dininin en doğru din olduğunu evreni hayatı ve sonrasını en doğru şekilde anlattığını söylüyor. hepsinin kendince kutsal öğretileri, kitapları, sembolleri mevcut. inanma ihtiyacı içinde olan, duygusal olarak bir topluluk içinde kendini tanımlama ihtiyacı olan, varlığı hakkında merak içinde olan her insan gidip var olan dinlerden birine kolayca inanabilir.

    tüm bu anlattıklarımla paralel olarak bobby henderson tarafından 2005'te kurulmuş olan bir din bile mevcut. pastafaryanizm. tüm evreni uçan spagetti canavarı'nın yarattığını öne sürüyor. kendi ibadethanesi, kutsal kitabı, ritüelleri mevut. tüm bu evreni sebepler içinde yaratan bir yaratıcıya inanacaksak neden uçan spagetti canavarına değil de islam inancındaki allaha inanmalıyız bunu bilmiyorum. hangisinin dediği daha doğru bilmiyoruz. hatta şu anda elimizde bulunan herhangi bir dinin doğruyu söyleyip söylemediğinden de emin değiliz. elimizde toplumlar tarafından dayatılmayan farklı coğrafyalarda yaygın biçimde inanılan tek bir din yok.

    http://www.businessinsider.com/…nd-the-world-2015-6

    linkte gördüğünüz haritadan da söylediğim şeyi kendiniz gözlemleyebilirsiniz. dinler, mantık ile kabul edilen özgür iradeyle içselleştirilen öğretiler değildir. dinler tek bir kaynaktan yayılarak ilerler. bir merkezde doğar ve yayılırlar.

    özgür iradeyle yapılan seçimler ise virütik bir yayılım gösterirler. yani tek bir kaynakta doğra ancak farklı kaynaklar yaratarak yayılırlar. oradan oraya sıçrarlar. çünkü vücudun bir başkasının dayatmasına ihtiyaç duymadan kabul edebileceği gerçekleri ihtiva ederler.

    http://www.saglik365.com/…mages/salgin_haritasi.gif

    verdiğim linkte h1n1 virüsünün dünya üzerinde yayılım gösterdiği yerler görülüyor. ben bu tip bir yayılım gösterebilmiş bir inanç görebilseydim dinlerin özgürce kabul edildiğine inancım artardı.

    yani ne demeye çalışıyorum. herhangi bir dindeki herhangi bir kavramı tartışmadan önce dünya üzerinde gerçek bir din var mıdır o tartışılmalıdır. herhangi bir dine neden inanmalıyız, diğerleri neden yanlıştır bunu tartışmalıyız. dinlerin kaynaklarını sorgulamalıyız. benim dediğim doğrudur çünkü inandığım kitapta öyle yazıyor demek evreni uçan spagetti canavarı yarattı çünkü benim inandığım kitapta öyle yazıyor demekten farksızdır.

    japonyada doğunca şintoist olan
    hindistanda doğunda hindu olan
    israilde doğunda yahudi olan

    insanlar mevcutken sadece islam coğrafyasında doğduğu için müslüman olan insanlar var mıdır bu düşünülmeldir. bu dünyada benim güvenebileceğim tek veri sistemli bir biçimde araştırılan, tarafsız insanlarca değerlendirilen, sorgulanan bilgidir.

    aksi her zaman iddia edilebilecek, yeni bulunan verilerle yeniden değiştirilebilecek bilgidir. ve hep söylediğim gibi var olan her şeyi bu yöntemle neden sonuç ilişkisi içinde konumlandırmak çok zaman alacaktır. 14,5 milyar yıldır var olan evrenin tüm gerçeklerini bilimin (yazının icadı ile başlangıcını kabul etsek bile) 5000 yıllık çabası ile açıklamak mümkün değildir. her şeyi anlamak için zamana ihtiyacımız var, çalışmaya, sorgulamaya, aydın insanlara ihtiyacımız var. kafasında önkabuller bulunmayan, her türlü bilgiye ve sonuca hazırlıklı bilim insanlarına ihtiyacımız var.

    tüm bu söylediklerimin ışığında özetle söyleyebileceğim tek cümleyi tekrarlamak istiyorum.

    "herhangi bir dine inanmıyorum ve nasıl var olduğumuzu da bilmiyorum"

    nasıl var olduğunu bilen kişiler bana mail atıp şöyle var olduk derse de önyargı ile yaklaşmadan güzelce okuyup anlamaya çalışırım. bana mantıklı gelirse de kabul ederim. şu ana kadar mevcut dinlerde beni tatmin edecek bilgiye ulaşamadım.

    bilimsel çalışmalar da henüz sonuca ulaşamadılar. muhtemelen benim kısa ömrüm süresince de ulaşamayacaklar. bu durumda ben de daha önceki milyarlarca insan gibi neyin ne olduğunu öğrenemeden göçüp gideceğim dünyadan gibi duruyor. bu da beni rahatsız etmiyor.

    evrendeki en kıymetli canlı olmamak beni rahatsız etmiyor.
    tesadüfen var olmuş olmak
    yahut bir yaratıcının beni özenle yaratmış olması arasında nasıl bir fark var bilmiyorum.

    öğreneceğim güne kadar da merak etmeye devam edeceğim."
1303 entry daha
hesabın var mı? giriş yap