93 entry daha
  • "yabancı" anlamına gelen barbar kelimesini esas anlamıyla sınırlamadan, zamanla kazanmış olduğu anlam ile ele alırsanız, bunun karşısına ise medeni kelimesini, zamanla kazanmış olduğu anlamı göz önüne almadan, temelde taşıdığı şehirli anlamıyla koyarsanız, doğal olarak şehirli (yerleşik) olmayanın medeni olmadığı ve barbar olduğu sonucuna ulaşmış olursunuz ama metodolojinizdeki bu tutarsızlık da gözden kaçmaz.

    yerleşik ve göçebe kültür türlerini tek tek ele alamayıp, önce bunları bu iki grup hâlinde kategorize eden, sonra da bu iki kategoriden birini diğerinin daha ilkeli, kötüsü, zayıfı olan gören anlayış, sakat bir anlayıştır. göçebelerin (bağlam içerisinde barbarların) hiçbir şey üretmedikleri, ekonomilerinin yalnızca (ya da çok büyük ölçüde) yağmaya dayandığı, varlıklarını ancak başkalarının ürettiklerini çalmakla idame ettirdikleri iddiası tamamen avrupamerkezci bir algı bozukluğunun neticesidir.

    siyasi tezlerini doğru çıkarmak maksadıyla ve tabu kırıcılık hevesiyle tarihe dokunmaya çalışan hemen herkes bu hatayı yapıyor. sevan nişanyan da böyledir, halil berktay da böyledir, anlaşıldığı kadarıyla sözlük'teki derinsular da böyle. önce ortaya kendi içinde olabildiği ölçüde tutarlı bir şablon konuyor. sonra tarihi hadiseler unsurların o şablondaki boşluklara yerleştirilmesi ile izah ediliyor. bu tarihçilik değildir, başka bir şeydir. tarih belgeyle yazılır.

    iç asya'nın göçebe kavimlerinin kurdukları siyasi teşkilatların birincil gelir kapısı, ekseriyetle yağma değil, hayvancılık ve ticaret olmuştur. göçebelerin yerleşikleri yağmalaması varlığı inkâr edilmez bir olgu olsa da, bununla ilişkili olarak iç asya göçebelerinin yağma gelirlerinden faydalandığı hakikati inkâr edilemeyecek olsa da, bu insanların esas gelir kapıları ticaret ve hayvancılıktır.

    aklım almıyor, inanamıyorum. "çadırlarda yaşayan insanlar... hayvancılıkla uğraşamayacaklarına göre..." diye cümle kurulmuş. bunun üzerinden çıkarım yapılıyor. insan bir ne dediğine bakar.

    göçebe yaşam tarzı, hayvancılık için çok elverişlidir. zaten öyle olduğu için bu insanlar göçebe olmuşlardır. yoksa, gerizekalı olduklarından değil.

    kendi zekanıza çok güvendiğinizi fark edebiliyorum. iyidir, güvenin. fakat açın biraz da tarih okuyun. açın biraz kaynaklara bakın. bu insanlar, mesela konu icabı, hunlar, ne yemiş, ne içmiş, ne yapmış... okuyun bunları. adamların başlıca uğraşının hayvancılık olduğunu, yetiştirilen hayvan sayısı bakımından göçebelerin yerleşiklerden çok daha önde olduğunu, zaten bu yüzden yapılan ticaret anlaşmalarında göçebelerin hayvan, deri, post vs. sattığını ve buna mukabil başka mallar aldıklarını görün.

    hatta, hunların çin'e yaptıkları akınların bazılarının sebebinin, çin'in serbest ticareti engelleme çabaları olduğunu görün, öğrenin. (bkz: #22766623)

    böyle tarih olmaz. ayıptır, yazdıklarınıza inananlar var, sorumluluk taşıyorsunuz. herkes hata yapar da, tarihle münasebetiniz "göçebeler hayvancılık yapamaz." diyecek kadarsa, bırakın kalemi kağıdı, o alana karışmayıverin. karışacaksınız, oturun öğrenin. durduk yere sinirlendim yahu... rahatlığa bak. biz tarih konusunda "la" diyecek olsak oturup kırk kere tartıyoruz. milletteki rahatlığa bak!
74 entry daha
hesabın var mı? giriş yap