6 entry daha
  • geçen gece national geographic te bir belgeselde bahsedilmesi suretiyle haberdar olduğum hastalık.
    şöyle ki; 50 li yaşlarında bir adam karısı ve kızıyla nehir kenarında bir evde mutlu, huzurlu bir şekilde yaşamakta. adam yumuşak huylu şeker gibi bir adam 'normalde'. ama senede 2 ay şiddetli küme baş ağrıları çekiyo ve içindeki canavar ortaya çıkıyo, hastalığın çözümünü bulamıyorlar, adam ailesine zarar vermemek için nerdeyse ağrıları geçene kadar evine uğramıyo. ormanda filan yatıp kalkıyo o derece. her nöbette intiharı düşünüyo. hatta birinde tam buna kalkıştığı sırada karısı, kızlarını getirip 'onu babasız bırakmaya hakkın yok' diyerek güç bela vazgeçiriyo. sonra bi gün karısı birilerinden 'magic mushroom' adıyla bilinen uyuşturucu olarak kullanılan mantar türünün ağrıları geçirdiğini öğreniyo. denemeye karar veriyolar, adam ağrıların yaklaştığını anladığında bu mantarı toz haline getirip birşeylerin içine koyup yutuyo. o gün mantarın şiddetli halisünasyon etkisiyle mücadele etmekle geçiyo. ve ertesi gün uyuşuk halde yatmakla geçiyo. yani bir mantar seansı 2 gününe mal oluyo.
    ama 2 ay boyunca ağrı duymuyo, yani ilk kez ağrı nöbetlerini atlatıyo.
    sonra bir sonraki sene oluyo, o süreyi 'magic mushroom' un içine katılan kimyasalların beyinde yarattığı tahribatla ilgili araştırmalar yaparak geçiriyo ve kendi 'ilac'ını kendi üretmeye karar veriyo.
    antibiyotıklerin muhafaza edildiği şekilde plastik tüplerin içine kuruttuğu mantarlardan koyarak kendisini iyileştirmeye yetecek şekilde ideal dozu elde ediyor. hatta nöbet öncesi ilacı içmesini, halüsinasyonlar görürkenki halini filan belgeselde gösteriyolar.
    bu yöntemle senede 2 günü 'kayıp'. ama 2 ayını kurtarıyor. o adamın hikayesinin anlatıldığı bölümün sonunda karısı çıkıp şu tarz bişeyler diyor ;
    'uyuşturucu olarak kullanımını desteklemiyorum ama çaresizseniz ve ölümünüze sebep olacak bi hastalığınız varsa, her yolu denemekten çekinmiyorsunuz. onun ölmek istediğini bilip, çektiği acılara rağmen yaşamasını istemek bencilceydi ama sevdiğiniz insanları kaybetme korkusu sizi bencil yapıyor. ve onun yaşamasını isteme hakkım olsun diye her günümü onu iyileştirecek şeyleri araştırmakla geçirdim. nihayet ilk kez bi şey işe yarıyor ve daha ne kadar faydasını görürüz bilmiyorum ama şuanda bizimle olması bize yetiyor.'
155 entry daha
hesabın var mı? giriş yap