• öncesi var; (bkz: deprem öncesi yapılması gerekenler)
    sırasında da var; (bkz: deprem esnasında yapılması gerekenler)

    ama neden sonrasında yapılması gerekenler hakkında hiçbir kaynak yok bu sözlükte?

    deprem sonrası; depremin belki de en önemli evresidir. önünüzde iki ihtimal vardır; ya enkaz altında kalmışsınızdır ama bilinciniz yerindedir, kurtulmuşsunuzdur; ya da dışarıdasınızdır, olasılıkla derin bir şok halindesinizdir ve ne yapacağınızı deli gibi düşünür durumda olursunuz.

    ilk önce, birinci ihtimalden başlayalım.

    enkaz altındasınız, binanız yıkıldı ve kendi imkanlarınızla oradan dışarı çıkma şansınız yok. bu durumda bağırmanın, kendinizi yormanın; kısacası var olan enerjinizi boşa tüketmenin bir anlamı da yok. size bir kurtarma ekibinin ulaşması 72 saati dahi bulabilir. bu ihtimali de gözeterek, mümkünse uyumaya; değilse en azından sakinliği korumaya çalışın. bina yıkıldığı anda çok büyük bir toz hücumu olacaktır. ve unutulmamalıdır: enkazdan sağ kurtulmayı başarabilen insanların büyük çoğunluğu solunum rahatsızlıklarına yakalanmış ya da solunum rahatsızlıklarından ötürü hayatlarını kaybetmişlerdir. bu nedenle, üstünüzdeki tişörtü, bulabileceğiniz en uygun materyali ağzınıza kapatarak tozdan kaçının. enkaz altında yapılabilecek en hayati hareket budur.

    enkazları aramak için ekipler birçok yol kullanırlar. arama kurtarma köpekleri, search cam denilen enkazların içine, kıvrımlara sokulabilen kameralar, hassas dinleme aygıtları (ki buna parantez açmak lazım. birazdan değineceğim konuyla yakından alakası var. bu aletler, sizin tırnağınızı zemine sürterek çıkardığınız hışırtıyı gök gürültüsü kadar yüksek seviyelere çıkarabilen hakikaten "hassas" aygıtlar) bu yollardan en çok başvurulanlarıdır. o sebeple enkaz altında bağırmak, kendinizi boşu boşuna yorup enerjinizi tüketmek hiçbir şey kazandırmaz size. yapacağınız en güzel şey; etrafta metal varsa ona vurup ses çıkarmak, ulaşabileceğiniz yerde bir düdük varsa (deprem geçirmeyen insanlara saçma gelebilen bu "düdük", büyük depremler geçiren insanların yanlarından ayırmadıkları çok güzel bir icattır) onu öttürmek ya da yüksek sesle ıslık çalabiliyorsanız ıslık çalmak, en kötü bulunduğunuz mekanda bir sürtünme hareketi sağlayarak sesinizin duyulmasını sağlamaktır.

    köpekler kokunuzu zaten alır, dinleme aygıtları varsa, yaptığınız en ufak ses zaten onlara yansır. tek anahtar panik yapmamak.

    evinizde hayat üçgeni oluşturabileceğiniz alanlar belirlemeniz, onları tatbik etmeniz, belirli yerlere deprem çantası koymanız size aptalca bir zaman kaybı gibi gelecektir. ama her gece yatmadan önce bir kez yataktan kendini yavaşça yatağın yanına deviren bünye, en ufak sarsıntıda bunu refleks haline getirecek; belki de siz depremin deprem olduğunun farkına varamadan ve iş işten geçmeden önce o refleks sizi güvenli yere ulaştırmış olacaktır. yani bu işle ilgilenen insanlar boşuna bas bas bağırmıyorlar televizyonlarda, sosyal medyada...

    ekiplerin size ulaşması 72 saati bulabilir demiştim, bu zamanı geçebilir de... olası bir istanbul depreminden bahsediliyor. istanbul'un 1/4'ü yıkılsa, bina başına kaç kurtarma ekibi düşeceğini sanıyorsunuz? işte bu deprem çantaları orada işe yarayacak. yanınızda bulunacak 3-5 litre su, sizi günlerce hayata bağlayabilecek; bisküviler enerji ihtiyacınızı karşılayacak ve açık yaranız varsa çantadaki ilkyardım malzemeleri zaten bulaşması çok müsait olan o ortamda, mikropların bedeninize girmesini, yaranızın mikrop kapmasını engelleyecek.

    gelelim sağ salim kurtulan şanslı kısımdaysanız yapabileceğiniz şeylere.

    tüm merkezlerin afet koordinasyon çalışmaları yapılmış, toplanma yerleri önceden belirlenmiştir. ilk önce buraya gitmeniz, yetkilileri beklemeniz gerekir. evet enkazda belki çok yakınlarınız kaldı; ama her alanda olduğu gibi enkazda da yapılacak ve yapılmayacak şeyler olduğundan, enkazlarda uzak durun.

    o insanları kurtarma şansınız, öldürme riskinizle aynı, bunu asla unutmayın!

    kendi oturduğunuz bina yıkıldıysa ve içeride birilerinin olduğundan eminseniz, gelecek olan kurtarma ekiplerini lütfen düzgünce ve abartısız şekilde bilgilendirin. bu vurguyu yapıyorum, çünkü o anda doğal olarak bir şok hali oluşuyor. içeride aslında üç kişi varken bir anda 5 kişi olabiliyor.

    olabildiğince enkaz güvenliğinin sağlanmasına çalışın. enkaza onlarca insanın (van depreminden birçok kare mevcut) aynı anda çıkmasını engelleyin. bastığınız bir blok, aşağıda bir başkasının karnına basıyor olabilir, asla unutmayın.

    cep telefonunuzu kullanıp hatları meşgul etmeyin. özellikle deprem bölgesinden birilerini aramaya çalışmayın. illa ki kullanacaksanız, şehir dışından birini arayıp, diğerlerine onun haber vermesini isteyin. tabii bir de işin çevreyi bilinçlendirme boyutu var. depremi yaşayan yakınınız ise, telefona yine sarılmayın. bu bahsettiğim yöntemi uygulamış olun ki, asıl kullanması gereken insanların işine yarasın.

    eğer bulunduğunuz deprem bölgesini, depremin en kritik periyodu olan ilk 24 saatte bir başbakan ziyaret ediyor, onlarca korumasıyla ve bilinçsiz, güvenliksiz bir şekilde enkazın üstüne çıkıyor, enkaz ve kazazede güvenliğini hiçe sayıyor, sonra bir de ekipleri meşgul ederek "kolay gelsin" diyorsa; o başbakana ne olur bir şeyler atın. taş moloz falan çok olacaktır, atın bir şeyler. lütfen.

    aklıma gelmeyen, es geçtiğim şeyler illa ki olacaktır. yapılan her eleştiri; ekleme ya da çıkarma talebi, beni yalnızca sevindirir. umarım bunları uygulayacak bir deprem daha görmeyiz, umarım.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap