33 entry daha
  • önceden de pek okumazdım ya, bir iki kişi dışında son yıllarda okumak için hiç uğramadığım gazete köşeleridir.

    aziz nesin bu köşelerle ilgili yine her zamanki gibi muzurca bir tespit yapmış zamanında:

    "köşeyazısı salt bize (türkiye'ye) özgü bir gazete yazısı türüdür. avrupa ülkelerindeki, abd'deki, sovyetler birliği'ndeki gazetelerde bulunan sütun yazarı (columnist), yorumcu yazar (commentator), başyazar (editorial writer) ile bizdeki köşeyazarı arasındaki ayrım şudur: bizim köşeyazarı gazetelerde her gün yazar ve her konuda yazar; onlarsa haftanın belli ya da belirsiz bir yada bikaç gününde ve uzmanı oldukları konuda yazarlar.

    günlük gazeteler, salt bize özgü olan köşeyazısından vazgeçemediklerine göre, köşeyazısı türkiye'de bir toplumsal gereksinim demektir. bu gereksinmenin geleneksel olduğunu düşünüyorum. bibakıma okurlar, bu köşeyazarlarını camide imamların va'zları, hutbeleri yerine koymaktadırlar. o hocalar, imamlar da her cuma namazından sonra hutbe verir ve her namazdan sonra, her konuda ve her güncel konuda va'zederler. bu hutbe ve va'zlar, dünya işlerini dinsel açıdan açıklar. hiçbir dinleyici de, nasıl olup da imamın her konuda bilgisi olduğuna, her soruna çözüm getirdiğine şaşmaz.

    bizdeki köşeyazarlığı da, hutbe veren, va'zeden imamın ya da köy hocasının görevi gibidir. köşeyazarı hergün her konuda yazar, kendi dünya görüşüne göre sorunları yorumlar yada çözümler."
28 entry daha
hesabın var mı? giriş yap