8 entry daha
  • nasıl tanımlanır bilemiyorum, şöyle denilebilir mi?
    "erkeklerin canı isterse verdiği haklardır"
    ya da daha doğrusunu kuralım;
    "ezik, egosantrik, kadınlardan korkan, cinsiyetçi erkeklerin verir gibi yaptığı haklar"
    belki şöyle de diyebiliriz,
    "nasıl olsa haklarımızı erkekler verdi/veriyor diye ses çıkartmayan azınlıkta kalan güya aydın kadınların, diğer kadınları umursamamasından da kaynaklanan, aslında hiç bir kadında olmayan haklar"

    ne yazık ki, bu yazıyı da bir erkek yazıyor.
    oysa şu ana gelinceye kadar, değil bu başlıkta bir şeylerin yazılmış olmamasını, sağ framenin inim inim inlemesi gerekiyordu kadınların isyanı yüzünden ki, haklarınızı elinden almak isteyen erkeklerin bir kaşları havaya kalksın, "lan feci tepki aldık, bunun sokaklara dökülmüş halini düşünmek istemiyorum" diye...
    ama nerdeeee...
    kadınlar, haklarını savunmayı bile erkeklere devretmiş.

    haklar twitter'da ayşe arman'ın yazısını paylaşarak, korunmaz...
    ya da facebook sayfanızda, duvarınıza yazdığınız iki isyan cümlesiyle.

    türkiye öyle bir noktaya geldi ki, kusura bakmayın ama artık hakkınızı kendiniz savunacaksınız.
    çünkü erkekler muhafazakarlaştı ve zaten biz erkekler hiç bir zaman sizin haklarınızı tam savunmadık, savunurmuş gibi yaptık o kadar.

    herkes kendi çıkarını düşünürken, biz erkeklerden haklarınızı savunmanızı bekliyorsanız, yine kusura bakmayın ama ezilmeye mahkumsunuz demektir. rahat evlerinizden çıkmaya korkup, bilgisayar başında hak savunulucuğu yaptığınız sürece haklarınız daha da eriyecek. sokaklara dökülüp, dayak, hapis ve ölümü, göze almayanların sonudur ezilmek. her koyun kendi bacağından asılır mantığı ile kendinizden ve çevrenizdeki bir kaç kişiden sorumlu değilsiniz sevgili kadınlar, türkiye'de yaşayan her kadının haklarından sorumlusunuz.

    etiler'de yaşayan sosyetik güzelin de, van'da yaşayan kimliği bile olmayan kadının da hakları bu ülkede aynıdır ve bunun için savaşmadığınız sürece, bir erkek çıkar, "kürtaj hakkınızı elinizden alıyoruz" der...
    ve bakarsınız sadece.
    hiç bir işe yaramaz attığınız twitler sokaklara dökülmedikçe...

    bu ülkede eğer haklarınız varsa, bunu size bir erkek hediye etti, koruyacağınızı düşünerek, ama 50-60 yıl sonra siz kadınlar hiç isyan bile etmediniz. o yüzden çocuk gelinler var, o yüzden gazetelerde günde iki tane tecavüz haberi okuyoruz, o yüzden bu ülkede tecavüzcülere bir şey olmuyor. twit ve facebook duvarında isyan etmekten başkaca ne yaptınız bu ülkede?
    sonra, erkekler öküz...
    öküz müyüz gerçekten yoksa bizleri yetiştiren sizler yüzünden mi böyle olduk?
    kadınlar, iyi sorgulayın kendinizi, çok iyi...

    ancak kendi başınıza bir şey geldiğinde isyan eden siz kadınlar yüzünden, sizin bedenleriniz hakkında karar mekanizması erkekler oldu.
    suçlu biz değiliz, sizlersiniz.
    sizler "yeter" demedikçe, bu ülkede kapanacaksınız da, tecavüze de uğrayacaksınız, çocuk yaşta gelin de olacaksınız, töre cinayetlerinin de kurbanı siz olacaksınız.
    kadına şiddet %1500 artan bu ülkede eğer buna dair tek bir kadın hareketlenmesi yoksa, bu sebep yüzünden tek bir kadın hapiste değilse bu biz erkeklerin suçu değildir. aynaya bakın...

    araştırın. yurt dışında kaç kadın hakları için canlarını feda etmiş. haklar için canlar feda edildiği için, tek bir kadının kılına zarar geldiğinde avrupalı kadın isyan ediyor. peki ya siz, atatürk'ün sizlere verdiği tek bir can bile kaybetmeden elde ettiğiniz çoğu haklarınızı ne kadar savundunuz? ne kadar değerini bildiniz.
    alın işte şimdi sizin bedenleriniz haklarında karar veren bir erkek başbakanınız var.

    sakın, ne bana, ne kimseye (bkz: bok atma)yın, "türkiye şartları" diye ya da "türkiye'de cahilleştirme politikası var biz ne yapalım" diye ya da her hangi bir başka argümanla gelmeyin sakın ve kullanmayın. eğer ki, bu ve buna benzer cümleleri kurma yetisi varsa, isyan etme yetiniz de var demektir, düşünebiliyorsunuz demektir. o zaman bunun işin savaşabilirsiniz demektir. "türkiye'de ki cahilleştirme politikasının önüne geçeceğim" demeniz gerekir, "türkiye şartları bu ama ben aydın bir kadın olarak eylem hakkımı kullanacağım" demektir.
    ama çok kolay değil mi, türkiye şartlarına bok atıp işten yırtmak, nasılsa tüm erkekler öküz.
    ne kolay unutuyorsunuz, bizleri yetiştiren sizlersiniz.
    ne kolay unutuyorsunuz, başbakanın da bir eşi var ve bu bir kadın ve o kadın kocasına "sen ne diyorsun, bizlerin bedeni hakkında karar veremezsin sen" demiyor, diyemiyor, dedirtilmiyor.

    sadece erkekler mi kendiniz bilmez. erkekler mi sizleri eziyor.
    gülerim buna...
    siz ne yaptıysanız kendi kendinize yapıyorsunuz. bir erkek "kürtaj" hakkında toplumların önünde, konuşup, bu hakkınızı elinizden gözünüzün içine baka baka alıyor ve onun eşi ses çıkartmıyorsa, burada suç sadece erkeklerin değildir.

    ve artık erkekler yok.
    haklarınızı kendinizin arayacağı bir döneme girdiniz.
    rahatınızı bozmak zorunda olduğunuz, evinizden çıkma dönemlerindesiniz. gerekirse kendi hayatınızı mahvedip gelecek hayatları kurtarmak zorunda olduğunuz bir dönem...
    eğer ki bunu yapmazsanız, yarın türbanınızla evde oturmuş, kucağınızda 3 bebek, erkeklerin yaptığı zulümlere isyan twitleri atan yaratıklara dönüşeceksiniz (birey bile demiyorum) ve bunun suçlusu inanın biz erkekler değil, isyan bile etmeyen sizler olacaksınız.

    "o kadar da facebook duvarına yazdım"
    "twitter da isyan ettim ama dinlemediler" diye oturup düşünürsünüz biz nerede hata yaptık keşke iki twit daha fazla atsaydım diye...

    haklar verilmez; hak alınır...
    elde olan haklar da, geri verilmez...

    edit: bakınız eklemesi
    (bkz: emine erdoğan/#28779957)
    (bkz: hayrünnisa gül/#28791899)
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap