7 entry daha
  • taşaklarını sırtına yüklenmektir herhalde. biri bir omzunda, öteki diğer omzunda. ne kadar büyükse yükün, o kadar çıkar kamburun.

    belki ona göre de omzun, sırtın güçlü kuvvetlidir ama bir çift taşağın var diye ağlayamıyor, dilediğince gülemiyorsan, anadilinin belli sözcükleri sana haram kılınmışsa eğer, sevdiğini söylemek şöyle dursun hafiften en ufak bir duygu barındırdığını açık etmek bile sana eksik sıfatlar yakıştırılmasını beraberinde getiriyorsa, önünde sallanan et parçası dikeldiğinde şehadet parmağı misali onun gösterdiği tarafı tek istikamet, tek doğru kabul etmemek suçların en büyüklerindense, saygınlığın beyin kabuğunun ya da ruhunun inceliğiyle değil çükünün kalınlığıyla doğru orantılı kabul ediliyorsa, karşı cinsi sadece bacak arasından ibaret görmek altın standardın olmak zorundaysa, adına erkek denilip o bile güçle, kuvvetle nitelenmişken en ufak sendeleyişinde erkeklikten men edilmenin korkusu ekilmişse o "mangal" gibi yüreğinin her köşesine ben o taşakları keser atarım. atarım da bu sefer de "hadım olmanın zorluklarını" tecrübe etmek zorunda kalacağımı bildiğimden yapmıyorum.

    hep bir kalıba sokma çabası, aynı torna tezgahından çıkmış bireyler yaratma tutkusu. tornada şekil almayanı da birine norm ötekine de ahlak dedikleri iki taşı olan toplum değirmeninde öğütme girişimleri. aslında çok değil, bir elin parmaklarıyla sayılabilecek "insan olmanın zorunlulukları" anlaşılsa bu "zorlukların" hiçbirine mahal kalmayacak ama neyse ya, ben susuyorum artık. erkek adam az konuşur, öz konuşur çünkü.
120 entry daha
hesabın var mı? giriş yap