337 entry daha
  • millet olarak yanlış anladığımız bir mesele var. aslında yanlış uyguladığımız demek istiyorum. oruç tutmak, tutmamak değil kastım. oruç çok şahsi bir ibadet, tutandan daha çok tutmayanın üstüne konuşması falan da ırgalamıyor beni. aslında bu hususta edilen iyi veya kötü sözlerin hepsini duymamayı yeğliyorum. bence iradeyi tutup fezaya fırlatmaktır ve bu hususta hiç kimseye hiç bir şey izah etmek zorunda olmamaktır. açların halinden anlamak, yardıma muhtaçların elinden tutmak vs..çok fazla bu dünyaya ait şeyler, işin olsa olsa tozudur, özü değil.

    neyse, benim yanlış anladığımızı düşündüğüm şey direkt olarak bu değilse de dolaylı olarak ilişkili. tam da bu irade nedir ne değildir düşünmemiz gereken zamanlarda cümle akraba ile, eş-dost ile saatlerce vakit geçirmek bana biraz tuhaf geliyor. yemekler yeniyor, çaylar kahveler içiliyor, haftasonları sahur birleştiriliyor. iyi güzel, sonuçta insan insanla var oluyor. ama ben napıyorum diye oturup düşünmeye hiç fırsat kalmıyor. gerçi buna diğer onbir ayda da hiç vakit olmuyor. sürekli bir telaş, bir koşuşturmaca, bir kakofoni. sırf bu yüzden ramazan ayında oruç tutan insanların biraz yalnız kalması, kalabilmesi gerektiğini düşünüyorum. birbirimize "ben kalabalıklar arasında yalnızım şekerim" mavalını okumayalım, gerek yok. kendi kendimizle kalmanın bizim için bir ihtiyaçtan ziyade bir lüks haline gelmesi çok üzücü.

    zaten avcumuzda kırgın aksimizi seyretmek * artık bizim için bir cesaret, bir yüzleşme meselesi. bu saf hale -inananlar için- teknik olarak ancak oruçlu iken ulaşabiliyorsak kendimizle yüzleşme zamanlarımızı sabote etmemekten başka çaremiz yoktur. diğer türlü ah yalan dünya diye diye ölüp gideceğiz.
431 entry daha
hesabın var mı? giriş yap