1 entry daha
  • ------bu entry uzun zamana yayılarak defalarca edit'lenmiş ve eklemeler yapılarak yazılmıştır ve bu nedenle çok uzundur------

    çok önemli bir üst edit daha: aşağıdaki açıklamalarına rağmen ona iftira attığım gerekçesiyle entry'min silinmesi için geçen ay moderasyona şikayet etmiş. hem de kendisine tarihlerini önceden ilan edeceğimiz özel mesajları yayınlama izni bile verebileceğimi yazdığım halde. "kendimi aklayacağım belgelerim hazır." dediğim halde. bu şu anlama geliyor; kendimi savunmak için yazdıklarım hiçbir işe yaramamış. moderasyona "iftira" diye bir şikayet gittiyse, başkalarına da asılsız sözler gitmeye devam edebilir diye düşündüm. düşünün ki; hakkınızda, hiç tanımadığınız birilerine bile tamamen gerçek dışı şeyler söyleniyor, savunma yapıyorsunuz ve savunmanıza bile "iftira" diyorlar. benim amacım onu suçlamak değil, kendimi savunmak. benim yazdıklarımın asılsız olduğu ve deli olduğum söylenen kişiler benimle irtibata geçebilirler. çok daha fazla şeyler söylenmiş ama entry'min silinmesine sebep olacak bir şey yazmak istemiyorum. işin en dayanılmaz tarafı, benim yaptığımı söylediği şeyleri kendisinin yapmış olması ya da benim bir şey yaptığımı söyleyip mazeret beyan etmesi. açık yazamıyorum. bu çok uzun zamandır devam eden bir şeymiş. benim çok sonra haberim oldu. üstelik bunlar, burada yazamayacağım çok ucuz sebepler için yapıldı. ailesine de, arkadaşlarına da, sözlükteki kadınlara da hakkımda öyle şeyler söylenmiş ki, belki ömrüm boyunca töhmet altında kalacağım. bu olanlar yüzünden resmen hayatım gölgelendi. kanıtlarım var ama bunu kaç kişiye ve daha kimlere söylediğini bilemiyorum. hayatımda en ufak bir leke olmadan yaşayıp giden biriydim. genjuure, sana sesleniyorum. bana de ki; "asılsız şeyler yazıyorsun. belgelerin varsa, istediğin belgeyi yayınla." bunun için iznin gerekiyor. bekliyorum genjuure. cevap hakkım olmayan yerlerde bir şeyler söyleyeceğine gel, bunu söyle. hakkımda konuştuğun kişilere de "ona mesaj atın, yazdıklarını ispatlasın. " demeni bekliyorum. bunu hiç yapmamışsın. neden? deli demek daha kolay, değil mi? deliden korkanlar olur, irtibata geçmezler. hem beni senin peşini bırakmayan biri gibi gösterirsen, prim yapmış olursun. markan yükselir, değil mi? benimle irtibata geçerlerse, senin benim için söylediğin şeyleri, aslında senin yaptığını da anlarlar, öyle değil mi? tekrarlıyorum; bana de ki; "istediğin belgeyi yayınla."

    yeni üst edit: sözlükteki kadınlara hakkımda "deli" demiş yazar. nick altı yazdığım için peşini bırakmadığımı falan söylemiş. bunlar kanıtlı olmasa, bunu da yazmazdım. bir de kendisinin aldatma olayından söz etmiş. yazdıklarımı buna bağlamış. bir insan düşünün ki; başkasını karalarken, kendini yüceltsin. "benim peşimi bırakmıyor. bırakmadı. bana çok aşık oldu." desin. bunu sadece sözlükteki kadınlara söylemedi. hayatımda hiç görmediğim insanlara da söylemiş. durum tam tersiyken söylemiş. onlar için de bana bir şeyler söylemişti. diyeceksiniz ki "neden senin için böyle söyledi?" bunun sebebini yazdığım entry'yi şikayet etti ve gg gerekçesiyle silindi. çöpte duruyor. bakın, olayı aldatmaya indirgemesi çok acınası bir durum. allah hiç kimseyi "aldattım da ondan böyle yazıyor." diye kendisini savunacak kadar çaresiz bırakmasın. genjuure, dinle beni. olay aldatma değil. aldatma diye adlandırılamayacak kadar adaletsiz, akla ve vicdana sığmayan başka bir şey. ayrıca benim için herkese "eski sevgilim" derken, mantıklı konuşman gerekir. 300 km. uzaklıkta yaşayan ama senede 2 saat sırf denk geldiği için görüşmüş kişilere sevgili denilemeyeceğini normal zekada her insanın bilmesi lazım. bu benim şimdiki görüşüm değildir, bunu sana çok kez izah etmiştim. benim kitabımda ilişkiler, aşklar böyle yaşanmaz. takipçilerim bile artık silmiş olduğum pek çok entry'imden bilir bu fikirlerimi. senin kitabın çok fantastikmiş. "eski sevgili" gibi masum bir etiket yapıştırman ancak seni başkalarına karşı yüceltir. ben böyle bir etiketten hicap duyarım. durumun sevgililik olmadığını çok iyi biliyorsun. sana beni asla böyle anmamanı özellikle söylemiştim. gerçekleri söylemeni istemiştim. tamamen gerçek dışı iddiaların olduğunu biliyorsun. bu iddialarının, hakaretlerinin gerçek dışı olduğunu gösterebileceğim klasörler dolusu kanıtlarım olduğunu biliyorsun. benimle bağlantısı olmayan olayların var. mesele aslında bu. olayları tamamen benimle bağlantılı gibi anlatman affedilemez. asıl mesele benim dışımda olan şeylerdir. şeyler, evet. çok şeyler. sen herkese en fazla 3 sebep uyduruyor olabilirsin. gerçek sebepleri söyleyebilmen mümkün değil. sebeplerin ne olduğunu da bilirsin.

    genjuure, ben senin dediğin gibi deli olsaydım, şu an bunları sol frame'e gelecek yepyeni bir entry olarak yazardım. bak, edit yapıyorum. hattâ deli olsaydım, senin adını soyadını ifşa eder, haklılığımın görüntülerini de koyardım. demek ki, hukuktan haberim var. demek ki, aklım selim. ancak asılsız karalamaların devam ederse, hukuki sınırlar içinde tabii ki kimliğini ifşa etmeden açıklama yapma ve kanıtlarımı gösterme hakkına sahibim. sol frame'de reklam olmanı her şeye rağmen istemeyecek kadar da insanlığım ve vicdanım var, kendini ak göstermek için benim ismimi ortaya sürmene rağmen var. bu açıklamayı da hakkımda asılsız şeyler söylediğin kişiler elbet okur diye yazıyorum. hiç dahil olmadığım olayların, en ufak bir katkım olmayan, hiç haberim olmadan birileriyle yaşadığın olayların içine ismimi çektiğini çok sonra öğrendiğim böyle bir haksızlığı daha önce yaşamadım.

    bir zamanlar en iyi arkadaşların olan kişiler bile senin dediklerine inandıkları için benden özür dilemişken, seninle arkadaşlıklarını kesmişlerken, benim lehime tanıklık edeceklerini söylerlerken, halâ benim üzerime oynaman ilginç. hattâ bir arkadaşın benden özür dilemek için bana ulaşmayı başaramayınca, artık seninle görüşmediği halde bana ulaşmak için senden yardım isteyecek kadar halime üzülmüş ve sana mesaj atmış, "ona ulaşamıyorum. ondan helallik almak istiyorum." demiş. bu mesajın görüntüsü de mevcut. sana nick altı yazma sebeplerimi biliyorsun. şimdi bunun sebeplerini açık açık yazarsam, entry'yi yine sildireceksin. bu edit'ten önce de nick altı yazma amacım seni zor duruma düşürmek değildi. böyle olsaydı, eski entry'leri edit'lemezdim. sol frame'de yükselirdin. nick altı yazmaya beni mecbur bıraktın. nasıl mecbur bıraktığını bilirsin. bak genjuure, hayatımda hiçbir zaman gerçek ve iyi bir yeri olmamış ve olması için senelerce uğraşmış birisin. kanıtı olmayan hiçbir şeyi buraya yazmadığımı da bilirsin. uzun süre ısrarlarınla yürüyen ama çokça kesintilere uğramış iletişimimiz oldu. bunun neden olduğunu da bilirsin. artık doğru davransan ha? beni halâ gizli numaradan ararken, ben aramalara cevap vermezken, doğru olmayan şeyleri insanlara söylemesen nasıl olur? ben şimdi "hayır, anlattıkları doğru değil." diye buraya kanıtları koysam, kim ne diyebilir? artık yazmadığım, sırf senden uzak olmak için bıraktığım şu sözlükte arkamdan konuşmalarına kanıtlarla cevap vermek zorunda bırakma beni. bunu yapmamak için çok sabrettim. lütfen bu çirkinliği bana yaptırma. lütfen hakkımı mahkemelerde aramaya mecbur bırakma. çünkü kendimi aklamak ve söylediklerinin asılsız olduğunu ispatlamam için göstereceğim en ufak şey bile senin itibarını geri dönüşsüz şekilde sarsacağı için ne olursa olsun senin yaşamını etkileyecek şeyleri göstermekten kaçındım. bunun karşılığı sözlükteki kadın yazarlara asılsız dedikodu üretmen olmuş. sözlükte aradığın bitmek bilmeyen macera heveslerin uğruna benim hakkımda yine "o yazar deli olduğu için yazdı." diye insanları yanıltma. kendin hariç iki tarafa da zarardır bu. bir tarafı karalarken, diğer tarafı yanıltmak. herkese her şeyi ispatlayabileceğim, kendimi aklayacak sürüyle belge ve tanığım varken, bunları ortaya sermediğim için teşekkür bile beklemedim. insanlığını geçici süreliğine hatırla, yeter.

    ========================================

    forumları ve facebook türü siteleri çok sevdiği için sözlüğe 10 sene çok az uğramış ve yaklaşık 10 yıl 50 entry ile durduktan sonra ani bir yazma aşkı gelmiştir. kendisini iyi tanıdığımı belirteyim de, yazacaklarım tuhaf kaçmasın. bu yazar gerçek düşüncelerini yazmıyor. bir başka deyişle, yazdığı gibi yaşayan ve davranan biri değil. sözlüğe girerken, fularını da takıyor.

    mühendis vs doktor başlığına yazdığı bir entry var. o entry'de "eğer kriter meslek üzerinden karşı cinsi etkilemekse, bunu önemseyenler zaten bir odaya kapansınlar ve ölmeyi beklesinler. karakter, zeka, entelektüellik, merhamet, saygı gibi değerleri önemsemeyen karşı cins de cehennem olsun gitsin zaten." yazmış. bu konuda flaş flaş flaş diye söyleyecek çok şeyim var ama burası yeri değil. hayret ediyorum. sözlükte, işkembe çorbasını çok sevdiğimi bilen ve işkembe çorbası içerken beni görmüş, hatta kendisinde çorba içtiğim sırada çekilmiş fotoğraflarım olan biri olsaydı, "işkembe çorbasını hiç sevmem." yazamazdım. bende zerre olmayan bir şeyi de yazamazdım. boy mesela. "selvi boyluyum" yazsam, kısa olduğumu bilen insandan utanırım. hiç kimse bilmediği zaman bile yazmadım. çünkü insanlar istedikleri kadar kendilerini farklı göstermeye çalışsınlar, eninde sonunda gerçekleri yaşamaktan başka şansları yoktur. kaçınılmazı geciktirmek, ufacık ve kısa sürecek menfaatler için itibarı ömür boyu yitirmeyi göze almak çözülmesi güç sorunların işaretidir.

    bir de mesela chp'ye oy verdiğini entry'lerinde çok yazmış ama bu da yüzeysel. zira düşünceleri partiye uyan düşünceler değil. zaten her konuda düşünceleri ve yaptıkları uyuşmayan bir yazar. bunun tartışmasını çok yapmışızdır. o zaman da "sen hangisisin?" diye sormak doğal oluyor. entry'lerini okudukça hayretten hayrete düşmeye devam ediyorum.

    "güven"den söz eden bir entry de yazmış. "benim sözüm senettir kadar boş laf yoktur." demiş. benim örnek verebileceğim o kadar çok boş laf var ki, belki zamanım olunca yazarım. "sözüm senettir" boş bir laf değildir. aksine; dürüstlerin ağzından çıkınca, çok dolu bir laftır. bunun çok dolu bir laf olduğunu idrak etmek, sözü senet olan insanlara mahsustur. birileri gibi imzasına bile güvenilmeyen insan olmaktansa, o sözü söylesinler daha iyi. sözü senet olan birkaç insan tanıyorum. başkası elime senet verse, onlar kadar güvenmem. "içten gelerek değil de, tercihen güvenilmelidir." demiş. tercihen güvenmek nasıl oluyor acaba? güvensizlik ve güven zaten içten gelir. "güvenmiyorum ama hadi güveneyim." ya da "güvenmeyeyim" diye bir şey yok. güven duygusu tercihe bağlı olacak kadar basit olsaydı, dünya çok güzel bir yer olurdu.

    çok şükür ki, güvenilmez bir insan olmadım. kanıtsız konuşmadığımı bilirler. hayatımda hiç kanıtsız konuşmadım ve yazmadım mesela. bir şey söylüyorsam, bunu şak diye göstereceğim için söylerim ya da yazarım. çünkü bazı insanların kendilerini kurtarmak için başkalarını çok rahat karaladığını gördüm. ha, ben de çok az insana güvenirim, o ayrı. güvendiklerimin daima iyi insanlar olduğunu gördüm. güvenmediklerimin de kötü insanlar olduklarını gördüm hep. hatta bazılarının çok çok kötü insan olduklarını gördüm. yasalar önünde suç sayılacak icraatları bile vardı. bunların ortak noktaları; gerçekten uzak durulması gereken ve gerçekten korkunç insanlar oldukları halde, gerek konuşmalarında, gerekse yazılarında kendilerini çok erdemli, çok dürüst bir kişi gibi göstermek istemeleriydi. hem de kötü gerçekleri bilenlerin gözleri önünde bile.

    pek anlatamadım ama sözlükte arif insanların da olduğuna inanıyorum.

    (bkz: #73369807)

    edit: şimdiye kadar hakkında açık açık konuşmamama şükretmesi gerekirken, konuşmamamı fırsat olarak gördü ve dozu arttırdı. hem de sözlük maceraları yaşamak için hakkımda asılsız sözler sarf etti. hem de kendisine zor günlerinde destek olmuş tek insan ben iken bunu yaptı. şunu bir daha anladım ki; terbiye, susmak, ancak bunu anlayacak kadar kendini geliştirmiş insanları utandıracak davranış şekilleridir. diğer türlü insanlarda ters tepiyor. utanmasını beklemedim ama kendi günlük çıkarları için arkamdan asılsız sözler söyleyecek kadar nankör olmaması gerekirdi. hiç kötülüğüm dokunmamış, hattâ iyiliğim dokunmuş bir insan yüzünden bunları yaşamak artık susmamın hata olduğunu gösterdi. bazı şeyleri burada açıkça göstermeyi hiç düşünmedim, "neden susuyorsun? sana destek veririz." diyen iyi insanlara çok teşekkür ederim. onlar arkamda olduğu halde bunu düşünmedim ama konu, benim hiç haberim olmadığı halde arkamdan dal budak sardığı için bunu yaparsam da, o açıklamam ifşa değil, ispat için olacaktır, tabii ki hukuk çerçevesinde. entry'nin girişinde de dün gece bir açıklama yaptım.

    bir şey daha ekleyeyim; sağolsun bir yazar belirtmiş ama tamamen benim hiç haberim olmadan gelişen olayların diğer kahramanları olan kişilerin evli ya da bekar olmalarını da yazdıklarımın sebebi olarak göstermesin. "söz ettiği kişi evliydi de, onu demek istiyor." demesin. konu bunun ötesindedir. şunu söyleyeyim; sonradan haberdar olduğum, kesinlikle ucundan bile bulaşmadığım bazı şeylerin ceremesini çekmek dayanılacak bir şey değil. tamamen habersizce uzun süre maruz kaldığım her şeyi sonradan öğrendiğim, kabuğuna çekilmiş bir durumda çok sade yaşayan bir insan olduğum halde üzerime sıçratılmak istenen bu çamurun temizlenmesi için gerekli olan yazılı, görsel, sesli ve resmî her türlü kanıtım mevcuttur. tanığım da mevcuttur. kendisi isterse, tarihlerini belirleyeceğimiz ve yine tarihlerini önceden burada ilan edeceğimiz sözlük mesajlarını yayınlama izni bile verebilirim. yayınlayabilirse tabii. hattâ genjuure'den izin almak suretiyle güvenilir bir yazara da sözlük şifremi verip, mesajlarımızı okuma izni verebilirim. bu kadar da kesin konuşuyorum. bu sözlükte senelerce yazmış bir yazar olarak, kendim bile ismimi bir kez bile kötü bir olaya karıştıracak bir şey yapmadım. sözlükte her zaman bir sınırım oldu. sağolsunlar, takipçilerim de sohbetlere fazla girmeyen biri olmama anlayış gösterdiler.

    genjuure, 10 sene uzak durduğun bu sözlüğe gelip de, yazarlık amacın var gibi görünüp de, geçici maceraların için bunca yıllık sınırlarıma laf getirmene izin veremem. şunu da belirtmem lazım, açıklamalarım hukuki boyuta vardığında, benim açımdan hiçbir şekilde kötü sonuç vermeyeceğini göz önünde bulundurmanı bilgi ve tavsiye olarak vereyim. meseleyi bu kadar ciddi boyuta getirmekten kaçınmayı düşünecek sağduyuya artık sahip olman gerektiğini idrak etmeni dilerim. olumsuz tarafı ancak seni bağlar.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap