56 entry daha
  • birkaç temel problem var, bazılarına değinilmiş, bazılarına değinilmemiş:

    1) önerinin, öneri metninin ve burda savunmasını yapanların dili çok kadın bir dil, çok çok kadın. kadın bir dil derken, kadın-egemen demek istiyorum. yani olay erkek-egemen toplum vs. kadın değil de, erkek vs. kadın diye algılanmış, bu bir kere başlı başına cinsiyet ayrımcılığıdır. getirilen çözüm ise daha da ileri giderek "erkek egemen olmasın, ama kadın egemen olsun" mantığında ve üslubunda olduğu için kadın bir dil diyorum. yani çözüm eşitlik getirmiyor.

    2) sadece kadınlar tecavüze uğruyor kabul edilmiş, ve bunun suçlusu olarak da sadece erkekler, ancak tüm erkekler ve sadece tüm erkekler gösterilmiş. yani yüzyıllardır bu coğrafyadaki ataerkil ateşe odun atıp duran ve hâlâ da devam eden türk annesi faktörü görmezden gelinmiş. kaldı ki ortada iki taraflı bir sorun varsa olayı bir tarafa, ve o tarafla alakası olanların tümüne yüklemenin iki problemi var; birincisi, olay gittikçe erkek düşmanlığı ve düz suçlamacılık üzerinden yürüyor, ikincisi ise, feminist felsefe düpedüz çiğnenerek kadının toplumda pasif konumda olduğu, mevcut düzen erkeğin lehinde olsa da kadının buna herhangi bir şekilde katkı sağlayacak yeterlilikte olmayan ikinci sınıf bir insan türü olduğu aşılanıyor. meseleyi destekleyenlerin sürekli yüze vurdukları "iftira olur deyip geçiyorsunuz" meselesinde bile o iftiraların, genellikle mağdur olduğunu iddia edenler tarafından atılan iftiraların günümüz hukuk sisteminde aşağı yukarı "haklı suçlamalar kadar" yer tutarak haklı suçlamalarda bulunanları mağdur ediyor olması görmezden geliniyor.

    3) isveç gibi zaten temel hukuk ilkelerine aykırılığıyla göze çarpan ve bahsedilen feminist felsefe ve organizasyonlar tarafından da sonuna kadar eleştirilen örnekler verilip temelden değil, tek bir örnekten, zaten yanlış olduğu ortada olan örnekten yola çıkılıyor. ki bahsi geçen ülke dünya üzerinde -normalde suç işleme oranı çok düşük olsa da- taciz ve tecavüz konularında en çok yanlış veya temel hukuk ilkelerine aykırı kararı veren ülkeler arasında.

    4) çok temel bir mantık hatası var: tacize uğradığımızda gideceğimiz yer belli değil deniyor. açık ve net söylüyorum: siz mağarada mı yaşıyorsunuz? her türlü suç, vs. için nereye gidiyorsanız tacizle ilgili de oraya gideceksiniz. polise veya savcılığa gitmek gibi her vatandaşın bilmesi gereken bir şeyi bilmemek bana çok gerçekçi gelmiyor. kaldı ki mesele nereye gideceğini bilmemek değil, mesele gittikten sonra yaşanabileceğinin düşünüldüğü şeyler, ki buradaki sorunlara, baskılara, çekincelere kesinlikle katılıyoruz zaten, ama konunun nereye gideceğini bilmemekle alakası yok. böyle konuyla alakası olmayan bir şeyi ifade etmek ancak duygu sömürüsüdür.

    5) konunun toplum düzeniyle de, yaşanılan coğrafyayla da, kişisel travmalarla da alakası yok. suç ve ceza mantığı çok basit, biraz görmeye çalışın. birileri mesaj atıp "ben masumiyet karinesini yok sayalım demiyorum, sadece taciz ve tecavüzde farklı uygulama olsun, istisnalar kaideyi bozmaz" diyor lan, böyle bir mantık olabilir mi? neden sadece taciz ve tecavüzde olsun? işkencede olmasın mı mesela? tecavüz ve taciz çok kötü de, işkence çok güzel ve normal bir şey mi? veya adam yaralamada niye olmasın? o da bir ceza hukuku meselesi. bu kavramları da boş verelim, hırsızlıkta olsun mesela, istisnalar kaideyi bozmaz nasıl olsa değil mi? tabii ki taciz ve tecavüz çok kötü şeyler, ancak dünyadaki tek kötü şey tecavüz değil. dolayısıyla bu mesele tecavüzü bir istisna olmaktan çıkarıyor. ispat edilmesi tecavüzden daha sıkıntılı konular da elbette var. bu konulardan mağdur biri çıkıp aynı şeyi dediğinde, "bana farklı muamele yap" dediğinde ne diyeceğiz? hala istisnalar kaideyi bozmaz diyeceksek, başka bir konuda başkaları çıktığında ne diyeceğiz? hukuk böyle işlemiyor. ancak hala olayı kadın, erkek diye duygusal şekilde incelediğimiz için bir yere varabilecek gibi değiliz.

    resmen bir kişiyi erkeklikle suçlamak seviyesinde ilerliyor konular. metindeki suçlama direkt olarak kadınlardan direkt olarak erkeklere, ve tüm erkeklere yönlendiği açık seçik ortadayken, biz bile kalkıp "siz kadın olduğunuz için böyle yazıyorsunuz" demeden, ki metnin yapısı itibariyle böyle demeye hakkımız doğuyor, ilk eleştiride kalkıp "erkek olduğunuz için böyle diyorsunuz" suçlaması yapılıyor, sonra da uzun uzun tartışmalar sonunda birileri çıkıp "savunanlar karışık ama karşı çıkanların hepsi erkek, heheh" seviyesine iniyor. manyak mısınız abi?

    6) dramatize dil ciddiye alınacak dil değildir. mesela dün yola tüküren bir adam gördüm, midem kalktı, keşke böyle insanlar olmasa dedim. hatta bir an "bu adam ölse bana hiçbir zararı olmaz ölmesinin, hatta gözümün önünde balgam çıkartmadığı için yararı bile olur" düşüncesi geçti kafamdan. e ne yapalım, öldürelim mi bu adamı? hukukun temel ilkeleriyle ilgili gerçek feminist çıkarımlarla ve ciddi bir dille yazılmış herhangi metni ciddiye alabilirim. buna "kadına istemişsindir deniyor" gibi doğru olduğu belli olan ve bizim de doğruluğunu kabul ettiğimiz söylemler de dahil tabii ki. ancak vagina rage ile yazılmış, tecavüze uğramış, veya bir yakını, tanıdığı tecavüze uğramış birinin günlüğü gibi duran, tamamen konunun aslından sapıp konuyu kişisel travmalara getirerek, koca bir cinsiyeti, yani dünyanın yarısını çöpe atan, hiçbir mantıklı değerlendirme unsuru taşımayan yazıları hukuksal manada ciddiye alıp değerlendirmemiz mümkün değil. "iftira atarlar" gibi tek boyutlu bir değerlendirme bile böyle bir metin için çok fazla, öpüp başınıza koyun, zira metnin kendisi çok daha ağır, çok daha çirkin duygusallık ve subjektiflik içeriyor. tabii ben de tecavüze uğrasam bana tecavüz eden kişinin ölmesini isterim. ama kanun bunu benim götümün keyfine göre mi belirleyecek? hayır. çıkacağım ve şikayet edeceğim, taksim delisi cenk'in tabiriyle "arkamın parçalandığını" raporlayacağım, bu kişiye bir ceza verecekler suçu kesinleştikten sonra. idam cezası da olmadığına göre, neymiş, benim o kişinin ölmesini istemem veya ölmesi gerektiğini söylemem kanun için bir ölçüt değilmiş, ki olmamalı zaten. yukarıda birileri bir şey demiş, çok güzel demiş. olayı sırf iftira, vs. bazında değerlendirmesek bile ne olacak, tecavüz edecek kadar gözü dönmüş adam kalkıp "hmm, bunun beyanını esas alacaklarına göre..." deyip tecavüz ettiği kişiyi (lütfen hala kadın diye değerlendirmeyin, sadece kadınlar tecavüze uğramıyor, bu kadar dar görüşlü ve erkek düşmanı olmayın) öldürecek. bu bu kadar basit bir mantık.

    not: feminist olduğunu zanneden, ancak feminist düşünceyle alakası olmayan, temel hukuk kavramları hakkında hiçbir fikir edinememiş duygusal ve atarlı arkadaşların mesajlarına cevap vermiyorum ve vermeyeceğim de. zira artık bir yere varmak çok zor. "peki x ne olacak" diyorlar, "x şöyle olacak" diyoruz yüz kere. yüz birinci kez yine gelip "peki x ne olacak" diyorlar. e anlattık amına koyim, ne yapalım daha.
384 entry daha
hesabın var mı? giriş yap