• eclipse teyze dört senedir oturduğum sevgili sitemin göt göte inşa edilmiş bloklarında, dairemin sağ çaprazında kalan ve salonumu cepheden gören evin sahibesi. başlarda benim gibi tek başına yaşadığını sandığım eclipse teyze aslında kocası dolunay amca ve 4 kızıyla birlikte oturan bir site sakini. kendisini ilk görüşüm güneş tutulduğunu sandığım bir pazar öğleden sonrasında balkona çıkmam sayesinde oldu. yani kendisinden önce çamaşır asmak için balkona çıktığı bir sırada salonuma vuran gölgesi ile tanışmaya vakıf oldum. bana bu daire güneş alır merak etme derken emlakçımın eclipse teyzeyi hesaba katmadığını kendisini görür görmez anladım.

    kendisinin beni ilk görmesi ise, duş almaktan helak olduğum yapış sıcak bir yaz gününe denk gelir. tüm pencereler açık olduğu için pupa yelken takılan perdemin azizliği sayesinde eclipse teyze ile ilk karşılaşmamız (gözgöze gelişimiz demeyi ne kadar isterdim bilemezsiniz) biraz na-müsait bir şekilde oldu. ben kendisinden bir çığlık ve hayâsızlık üzerine bir söylev beklerken kendisi tek kaş üzerinden
    bana öyle bir klark çekti ki, site teyzeleri arasında bir nevi intranet olarak adlandırabileceğimiz dedikodu ağı bizim sözlük benzeri bir yapılanmayı içerseydi banyodan yeni çıkmış saruman en popüler başlıklar arasında yerini derhal alırdı. her ne kadar bundan sonraki duşlarımdan mumya firarda kostümüyle çıkıp kapalı durduğundan emin olduğum perdenin önünden akrobatik hareketlerle geçsem de eclipse teyze bir çeşit gözcü kulesine döndürdüğü balkonundan ayrılmayıp evime tek kişilik "biri bizi gözetliyor" havası vermeyi asla ihmal etmedi.

    dolunay amca ile tanışmam ise o uğursuz ağustos depremi gecesine denk gelir. dolunay amca o gece başlattığı beyaz slip donuyla balkondan atlayıp site bahçesinde koşma huyunu her artçı depremde sürdürdüğü için gerçek adını öğrenmeme hiç gerek kalmadı. normalde eclipse teyze cüssesiyle evin tüm pencerelerini kaplayıp evin diğer fertlerini görünmez kılsa da dolunay amcanın sitenin gençlerine taş çıkarırcasına yaptığı atlayış ve koşular öylesine ünlendi ki kendisinin gerçek adı çoktan unutuldu. bu tonton amcanın adı dolunay, slip donunun rinso beyazlığı yüzünden de sitemizin depremler sırasında çalınan theme müziği "biz heybelide her gece mehtaba çıkardık" olarak kaldı.

    söylenene göre gençliğinde çok güzel olan ve fiziğiyle mahallenin göz bebeği konumuna yerleşen eclipse teyze yaptığı her doğumdan sonra aldığı kiloları bir türlü verememiş ve dolunay amcayı da hayatından bezdirmiş. ilk çocukları şehrazat ve ertesi sene doğan letafet varken çok mutlu bir aile tablosu çizen ikilinin başına istenmeyen bir gebelik gelmiş ve hiç hesapta yokken eclipse teyze dünyaya ikiz çocuk getirince çiftin mutluluğu bozulmuş. eclipse teyzenin huyu değişmiş ve kendini baklavaya böreğe vermiş. el bebek gül bebek büyüyen şehrazat ve letafet çok mutlu bir çocukluk geçirirken istenmedikleri her halinden belli olan ifrazat ve necaset mahallenin en boynu bükük kızları olarak kalmışlar.

    eclipse teyzenin bu kötü gidişe dur demesinin ilk sinyallerini geçen ay blokları karıştıran bir kurye sayesinde aldı. elime kocaman bir paket tutuşturan kurye kıçını dönüp, iyi günler deme zahmetine bile girmeden gidince yaşadığım şaşkınlıktan olsa gerek, üstünü falan okumadan pakedi açtım. içinden bu aralar tvde bol bol reklamını gördüğümüz abswing denen alet çıktı. kim yollamış lan bunu düşüncesi beni nihayet kutuya bakmaya yöneltince eclipse teyzenin adını gördüm, dünyam yıkıldı.uzun süredir eclipse teyzeyi gözlem kulesinde görmediğim zaman kendimi gizlemeyi iyi başardığımı düşünmüştüm. oysa eclipse teyze bir zamanlar adonis gibi olan vucudumun ufak ufak diyonisos'a döndüğünü yakalamış ve beni rontlamayı bırakmış. eşekliğimi görüp eski formuma gireyim diye de bana bu aleti yollamış. yani en azından benim ilk aklıma gelen bu oldu. daha sonra şeytan değdirdi, adrese baktım. kuryenin blokları karıştırdığını anladım. aleti yeniden paketleyip açılmış olduğunu kanıtlayan izleri yok etmem iki buçuk saatimi aldı. sarfettiğim eforla 3 kilo verdiğimi görünce bir eşyayı tabiatına aykırı kullanmanın talimatlara uyup düzenli egzersiz yapmaktan daha faydalı olduğunu fark ettim.

    eclipse teyze pakedi aldığında bana pek bir garip baktı. sanki ben onun koca kıçlı olduğunu bu güne kadar anlamamıştım ama aldığı zayıflama aletini görünce içime bir kurt düşmüştü. bir an "bana lazım değil bu al senin olsun" diyecek sandım, koşarak uzaklaştım.

    bu abswing denen alet mucize gibiydi, paketleme sırasında bana verdirdiği üç kilo bir bok değilmiş. aletin asıl gücünü bir gün içinde dolunay amcayı iğne ipliğe döndürünce anladım. abswing mucizesi ile tanışmayanlarınız için bu aletten kısaca bahsedeyim. taksim borsa restorantının eski kıç kondularını andıran bir oturma düzeneği sayesinde alete tünedikten sonra ayaklarınızı önünüzde yer alan mekanizmaya yerleştiriyor, yanlarda bulunan tutamaklar sayesinde bir tür mekik benzeri hareket yapıp zayıflamayı hayal ediyorsunuz. temelde tek başına fış fış kayıkçı oynamaktan başka bir boka yaramayan bu alet dolunay amca üzerinde harikalar yarattı. eclipse teyzenin kıçı maalesef abswinge sığmayınca zavallı dolunay amca saatlerce uğraşıp boka tere kestikten sonra yandaki tutamakları iki tarafa doğru ellişer santim kadar açmayı başardı ve eclipse teyze idmanlarına başladı.

    eclipse teyzenin kararlılığını anlamama kapıcım isparüş efendi neden oldu. kendisi geçen hafta öğle sularında gelip "ozan bey senin adının anlamı ne" diyiverdi. halk şairi dedim. biraz düşündükten sonra "peki bi halk kaç kilo" diyince afalladım. tamam isparüş efendi dalgın adamdır, ara sıra kapımı çalıp "çöp lazım mı" diye sorduğu olur ama bu seferki bambaşkaydı. işin içinde bir iş olduğunu anladım. isparüş efendi gururlu adamdır, küvetimden kraken çıktı git bana 20 cc strychnine nitrate al da öldürelim şunu desem gider bulup getirir. yine benzer bir challenge'ın söz konusu olduğunu yakalayıp elindeki listeyi kaptım. eclipse teyze aletin içinden çıkan amerikancadan bire bir çeviri kitapçığı okuyup tavsiye edilen rejimi uygulamaya karar vermiş olsa gerek, kapıcımızı 4 oz beyaz et almak üzere sefere yollamış. isparüş efendi de ismimin anlamını sorarak tümden gelim yöntemiyle kendini oz'un ne olduğunu bulmaya adamış. eclipse teyzeye uğrayıp kulaktan dolma bilgilerle bu işlere kalkışmamasını ve öncelikle bir diyetisyene gitmesini tavsiye ettim. bu onun da aklına gelmiş ama şişmanlığını öylesine kafaya takmış ki diyetisyene gitmeden önce bir 20 kilo falan verip rezil olmamayı aklına koymuş.

    o hafta eclipse teyzeyi hiç görmedik. sadece ben evime periyodik olarak vuran gölgesinden onun balkonda abswinger çalıştığını yakaladım. bir kez de onu manavın önünde marul alırken gördüm. eşofmanının arkasında motion blur efekti uygulanmış abswing yazısını görünce başta "oha eclipse teyze abswingden sponsorluk almış" dedim ama daha yakından bakınca aletin üzerindeki yazının eclipse teyzenin terleyen kıçına bulaşmış olduğunu anladım.

    dün ise bu zorlu mücadele büyük bir gümbürtü ile son buldu. "deprem mi oluyor, aman" diye yerimden fırlayıp balkona koştum. gözlerim slip donla koşan dolunay amcayı aradı. kimseyi göremeyince işime geri döndüm. bugün ise sitenin girişinde zavallı abswing ile gözgöze geldim. aletin hali dün geceki gümbürtüyü açıklıyordu. hurdacının bile almaya tenezzül etmediği alete son bir bakış atarken aklımdan " metal yorgunluğunu bilirim ama metalin bitap düşmesi böyle oluyormuş demek " diye geçirdim.

    bu sabahtan beri eclipse teyzenin ağzını bıçak açmıyor. saatlerdir evin içinde çıplak dolaşıyorum bir kerecik dönüp bakmadı bile. bir ara dolunay amca pile para yetiştiremeyeceğini ama doğalgazlısı çıkarsa o göbeğe bağlanıp kullanıcısına elektrik veren cihazlardan alacağını söylediğinde kısa bir süreliğine gözleri parladı o kadar.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap