23 entry daha
  • klasikleşmiş bir kitap olmasının yanı sıra filme de uyarlanmasına rağmen hem kitap hem de yazarı pek rağbet görmeyen ve kişilerin genellikle; evet ya, şirin bir kitaptı diye şöyle bir anımsadığı, sözlükte de yazarı hakkında sadece bir (1) adet giri olduğu göz önüne alınırsa kitap ve yazarı o maden ocaklarının betimlendiği vadilerde kalmışlardır..

    sahaflardan alınma ya da size bir şekilde bir yerlerden bırakılmış kimi eski ve bu nedenle de kırılgan kitapları okurken geçmiş zamanlardan kalma kitap yüzünüze bir koku yayar, metinlerden mi yoksa bu kokudan mı kaynaklı olduğunu tam anlamadığınız bir esriklik içinde kalırsınız..ben de uzun yıllar önce edindiğim bu kitabı yeniden elime alarak sayfalarını kırılmasınlar diye dikkatlice çevirerek yeniden okudum..1943 basımı olan kitap 2 cilt olarak basılmış ve bende ne yazık ki sadece 1.cilt var..metin toker ve emir kökmen çevirisi..pek başarılı değil (rahip topluluğu selamün aleyküm diyerek selamlıyor örneğin) ama kitabın büyüsünü yine de duyumsatıyor..iktisadi yürüyüş matbaası ve neşriyat yurdu'nda basılmış..yayınevi f ş harfleriyle gizemli bir isim gibi duruyor..ayrıca kitabın bir zamanlar beyaz olan ama şimdilerde sararmış arka kapağında dolma kalemle yazılmış el yazısıyla şöyle bir satır da var ki eski adamlar epey romantiklermiş; ' ruhum ellerde dolaşan kadehler gibi boşalmış durmaktadır' ( seni kimler üzdü ey kitabın ilk sahibi? )

    tipik ve kalabalık galli ailenin maden ocaklarına yazgılı hayatlarına göz atılan satırlar o zamanlar 62 yaşında olan huw isimli adamın geriye dönerek ailesini, çevresini ve tabii kendini anlattığı anılarından oluşuyor..birkaç sıradan isim dışında gal isimlerinin güzelliği de dikkat çekici..gwilym ve beth morgan çiftinin çocuklarının adlarını yazayım da ne demek istediğim anlaşılsın;

    ivor, ianto, davy, gwilym, angharad, owen, ceridwen, huw, olwen..( beth, sen tam rte nin hayalindeki kadınsın)..

    siyah maden ocağı topraklarının vadiyi adım adım ele geçirdiği zamanlarda evlerin yıkılmaya başladığı ve elinde annesinin mavi eşarbıyla bölgeyi terk etmeden önce huw un belleğinden geçen şeyleri bizler okurken kitaba ait bir paragrafı da alarak hem çeviri hem de o anlarla ilgili bir fikir vermiş olalım;

    ' bana öyle geliyor ki, insan hayatı zamanın üzerine intizamsız, gelişigüzel, resim kaidelerine riayet edilmeksizin çizilmiş bir krokidir. anlamıyorum, acaba neden ufak bir azim, biraz ağır bir çalışma kendilerini içinde bulundukları çıkmazdan kurtararak sakin ve mesut bir hayat temin edebilirken insanlar lüzumsuz yere ıstırap çekiyorlar?'
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap