der weg den du gehst

• alm. gittiğin yol.
  
  cartel'in bu şarkısının türkçeye çevrilmemiş olması bir insanlık ayıbıdır. buyrun o zaman:
  
  bu çevremize ilişkin ilk ders. sana vuran adamın sana yolu mu gösterdiğini sanıyorsun?
  hayır, o sana doğru yolu göstermiyor, çünkü doğru yolu yalnız başına bulacaksın.
  
  daha anaokulundayken farklılık ortaya çıkmıştı. paralı aile çocuklarıyla arandaki farklılık o zamandan belli olmaya başladı. şehrin varoşlarında oturuyordun ve orada hayat zordu.
  her gtünüsktiğimin günü aynıydı ve herşey tekdüzeydi. ilkokuldayken yaralarınla dalga geçtikleri için yanında bıçak taşımaya başladın. yanında bıçak taşıdığın için artık yüzünde yaralar çıkmaz oldu. böylece bıçak taşımanın hayalkırıklılıklarını yok ettiğini öğrenmiş oldun. elinde bıçak taşıdığın için çevrede tanınan, değer gören kişi oldun. artık çiğnenecek kurallar, dövülecek insanlar vardı.
  ortaokuldayken sınıf arkadaşlarından birisi seninle sesini yükselterek konuştuğunda, onu köşeye sıkıştırıp suratına tekme attarak ona iyi bir ders vermiş oldun.
  
  bu çevremize ilişkin ilk ders. sana vuran adamın sana doğru yolu mu gösterdiğini sanıyorsun? hayır, göstermiyor; doğru yolu yalnız başına bulacaksın.
  
  gördüğün gibi şehrin varoşları senden vahşi bir domuz yarattı. işte böyle küçük bir çocuk bir domuza dönüşür. annen sen küçükken ölmüş, babanla yapayalnız kalmışsın. o da yaptığın her yanlışta ağzının ortasına tokadı yapıştırıyor. bütün bunlardan kurtulmak istiyorsun. ama parasız, pulsuz nereye gidebilirsin ki? para kazanmaya çalışıyorsun, baban kazandığın üç kuruş parayı da alıp meyhane köşelerinde hiç ediyor. sen de ruhunu şeytana satıyorsun. bir cumartesi akşamında senin bunak meyhane köşelerinde sürttükten sonra yere düşmüş, çamurlar içinde sürünüyor. sokakların sessizliğini bozan tek şey babanın şeytana satılmış ruhunun çıkardığı ses. babanın dudaklarını yırtıp burnunu parçalıyorsun. alnına kadar çıktıktan sonra bir kaç darbeyle beyni de ortaya çıkartıyorsun. babanın vücudundan çıkan tek şey kan ve bira.
  
  bu çevremize ilişkin ilk ders. sana vuran adamın sana doğru yolu mu gösterdiğini sanıyorsun? hayır, göstermiyor; doğru yolu yalnız başına bulacaksın. gördüğün gibi şehrin varoşları senden vahşi bir domuz yarattı.
  
  seni yakaladıklarında seni aynı zamanda sonuna da hapsetmiş oluyorlar. çıplak ellerinle onu öldürmek içindeki hayvanı daha yeni uyandırmıştı oysa ki. uyuşturucu kullanmak da amacın değildi ama bir kere kullandın ve artık uyuşturucudan da kaçışın yok. sirenlerin uğultusu ve acı fren sesi... o kadar yakınındalar ki... kavşaktayken bir taşın üzerine düşüyorsun. ilk araba sağ bacağını çiğniyor. bıçağına uzanmak için kendini toparlamaya çalışıyorsun. ilk kurşun seni şoka sokuyor. mezar taşında bir levha sallanıyor: "daha çok gençti, sonu neden böyle olmak zorundaydı ki?"
  
  bu çevremize ilişkin ilk ders. sana vuran adamın sana doğru yolu mu gösterdiğini sanıyorsun?